‘’ Yıllık 112 günlük ikramiye ile birlikte Genel-İş teklifine göre aylık ortalama en düşük net ücret 82 bin TL ve en yüksek net ücret 94 bin TL hesap edilmektedir ki, bir çalışan için vergi-sigorta toplam maliyet 154 bin TL’ye ulaşmaktadır.
Belediyemizin teklifi, 1 Ocak tarihinden itibaren ikramiye dahil aylık en düşük ücret 59 bin TL, en yüksek 76 bin TL seviyesindedir. İki şirketimizin çalışanları için bu teklifimizin yıllık maliyeti 24 milyar liradır. Genel-İş’in talepleri doğrultusunda oluşacak yıllık maliyet ise 32 milyar TL’yi bulmaktadır. Böyle bir maliyetin belediyemizce karşılanması ne yazık ki mümkün değildir.
Genel-İş’in sunduğu taslakta işe 15 gün devam eden işçi için aylık ücretin yüzde 15’i nispetinde ‘işe devam primi’ talep edilmektedir. Ayrıca yıl içinde sağlık raporu almayan işçilere 46 yevmiye tutarında teşvik primi ödenmesi istenmektedir. Çalışanlarımızın normal çalışma saatlerinde işe devam etmeleri için teşvik pirimi talep edilmesi ve hastalanarak istirahat etmeleri gerektiğinde sağlık raporu almamaları için teşvik primi verilmesi belediyemiz ve iştiraklerimizce kabul edilmemiştir ve edilmeyecektir.
Bunların dışında ‘kıdem zammı’, ‘sorumluluk zammı’, ‘iş riski’, ‘koku primi’, ‘saha primi’, ‘aile yardımı’, ‘çocuk yardımı’, ‘yemek yardımı’, ‘ulaşım yardımı’, ‘birleşik sosyal yardım’ gibi 53 ayrı kalemde yan/sosyal ödeme talep edilmektedir.
Genel-İş teklifinde haftalık çalışma süresi 40 saate çekilmekte, kanunda 30 gün olan kıdem tazminatı 70 güne çıkarılmakta, evlilik izni 7’den 10 işgününe, doğum yapan işçinin (yasal 16 haftaya ek) izni 3’ten 7 haftaya, eşi doğum yapan işçinin izni 7’den 15 işgününe, çocuğu evlenen işçinin izni 5’ten 10 işgününe, resmî daireler nezdindeki işler için izni 2’den 5 işgününe çıkarılması ve bu şekilde 26 ayrı sebeple ücretli sosyal izin talep edilmektedir.
Genel-iş Sendikası’nın Toplu İş Sözleşmesi taslağında yer alan ve hâlihazırda görüşme masasında tuttuğu taleplerinin ülkemiz gerçekleriyle ve belediyemizin sahip olduğu koşullarla bağdaşır yanı bulunmamaktadır.’’
Yukarıdaki açıklamalar İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait…
Tabii ki de bir konunun 2 tarafı olur daima ve talepkar olanların da açıklamalarını dikkate almak lazım!
Günümüz hayat koşullarına bakılınca maddi anlamdaki talepler aslında 4 kişilik bir ailenin ortalama bir yaşam kalitesine kavuşmasını bile sağlamayacakken, bir de işin bir diğer gerçek tarafına bakılacak olursa belediyenin yaptığı açıklamada yer alan ‘’ ülkemiz gerçekleriyle ve belediyemizin sahip olduğu koşullarla bağdaşır yanı bulunmamaktadır’’ sözü de birebir gerçeği yansıtmaktadır…
Özlük hakları anlamında talep edilenler ise adeta isteyenin bir yüzü kara misali gibi geldi bana… Sanki ‘’biz abarttıkça abartalım da buluşacağımız asgari müşterekte kazanılacak olanlar bu sayede daha fazla olacaktır’’ mantığıyla hareket edilen bir durum var gibi…
Ne diyelim ki; umarız emekçi hak ettiğini alır, umarız büyükşehir belediyesi altından kalkabileceği bir ekonomik güce kavuşur, umarız bu işin yani grevin mağduriyetini yaşayacak olan vatandaşın tolerans eşiği oldukça yüksek olur, umarız her şey çok güzel olur…
xxx
Yıkılan stadımızın aldığı izbe görünümün bir nebze olsun düzeltilmesi maksadıyla taraftar gruplarının bizzat orayı temizleme girişimi sayesinde Karşıyaka ve Foça Belediyeleri’nin devreye girip konuyu üstlenmesi gerçekten çok iyi oldu…
Karşıyaka’nın göbeğinde, pek çoğumuzun anılarının saklı olduğu bir yerde üzerinde yabani otların bittiği, çöplerin yer aldığı bir rezilliktir sürüyor. Umarım bu girişim sonuç verir de en azından stat yapılana kadar orası hapçı, ayyaş, berduş takımının o pislik arasında gizlenerek kendine sığınak yaptığı bir yer olmaktan çıkar. Tabi sonrasında da yine umuyorum ki stat konusunda somut ve hızlı gelişmeler yaşanır….
xxx
Bir önceki yazımda ‘’küfrün bedeli ağır olmaz umarım’’ demiştim, ama maalesef öyle oldu. 7 yıllık üçüncü lig maceramız 8’nci yılda da aynen devam…
Muş maçında protokolde Karşıyaka açısından yaşanan eksiklik nedeniyle yapılan eleştirilere birebir katılıyorum, ancak bu eleştiriyi yapanların tüm stadın tribünlerinin boş kalmasının müsebbiblerinin kimler olduğu gerçeğini de unutmamalarını salık veriyorum…
İdam sehpasındaki Temel’e sormuşlar son bir sözün var mı diye; ha bu da bana ders olsun demiş… Bizimkisi de o misal, bu da o küfür ve taşkınlıkları nedeniyle seyircisiz oynamamıza neden olanlara ders olsun diyeceğim ama nafile çaba olacağını da biliyorum. Basketbolda Avrupa kupası almamıza engel olduktan sonra ders aldılar mı ki şimdi ders alsınlar!
Bir şekilde bunların tribünlerden ayıklanması lazım ama nasıl olacak bilemiyorum. Bu konuda tribün liderlerinin sazı ele alıp ciddi ciddi önlemler almaları şart. Onlar isterse bu iş çözülür…
xxx
Basketbolda Vernon Carey Junior’un uzayan sakatlığı nedeniyle sözleşmesi feshedildiği için yine transfer yasağı aldık. Bu yasağın kaldırılmasının çözümünü bulacaklarına inanıyorum. Peki ya sonrası!..
Seçimli genel kurul, genel kurul öncesi divan kurulu üyelerinin-eski başkanların-iş insanlarının bir araya gelip bir yol haritası çizme çabaları vs vs derken içinde bulunulan zor koşullara bir çözüm üretilebilecek mi acaba?! Hepimiz heyecanla bekliyoruz…
Birtakım çabalar var gibi sanki ama daha önceleri de biz bu tarz çabaları görüp sonuç alamadığımız gerçeğini de yaşayarak görmüştük. O nedenle de beklentilerimiz sınırlı olsa da, birilerinin bir şeyler yapmaya çabalaması veya çabalıyor gibi görünmesi bile insanı bir nebze olsun mutlu ediyor…
Konu net aslında! Kulübün her branşta paraya ihtiyacı var, borçlarını kapatmak için paraya ihtiyacı var, para para para yani… Para kazanmanın ve kazandırmanın kitabını yazabilecek olan bu Karşıyakalı iş insanları, söz konusu Karşıyaka Spor Kulübü olunca da bu yeteneklerini sergileyebilseler keşke…
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!