Motorsiklet, belli bir kesim için vazgeçilemez bir tutku. Yakın çevremden edindiğim izlenimler nedeniyle de, medyada gördüğüm pek çok ünlü ismin tercihleri arasında ilk planda yer aldığına şahit olmam nedeniyle de bunun adeta bağımlılık seviyesinde olduğunu görüyorum…
Hatta teşbihte hata olmayacaksa bir nevi madde bağımlılığı gibi…
Onlar da zararını bilirler ama verdiği hazdan kendilerini alıkoyamayarak devam ederler… Motorsiklet sevdalılarının da azımsanmayacak bir oranının maruz kaldıkları yaralanmalı veya ölümlü kazalara karşın bundan vazgeçmemeleri gibi…
Mesleki nedenle acil servislerde karşılaştığım genel vücut travmaları arasında en büyük zararı veren travmaların başında motorsiklet kazalarının yer aldığını bizzat biliyorum. Genelde kalıcı sakatlık veya ölümle sonuçlanıyor. Benim asla anlayamayacağım bu haz artık nasıl güçlü bir duyguysa tüm bu kötü olasılıkları göze alarak bundan vazgeçmeyen bir kesim var…
Tabi bir de ekmeğinin derdinde olan bir kesim var. Kuryeler…
Verilen siparişin belli bir zaman diliminde yetiştirilmesi gereğinden hareketle onlar da adeta hayatlarını hiçe sayarak sürüyorlar. Fakat işin ucunda insan canına mal olabilecek bir durum varsa, bahanesi ekmek parası bile olsa yaptıkları kural tanımazlıklara müsamaha gösterilmemeli. Peşine düştüğün ekmeğini yiyebileceğin bir canın olmadıktan sonra o ekmek parasının ne önemi var ki!
Konunun geldiği boyut artık gerçekten de son derece tehditkar ve hatta trafik terörü boyutuna vardı…
Hangi ters yönden gelecekleri bilinmeyen, ne zaman direksiyonunu önüne kırıp makas atacağı kestirilemeyen, iki aracın arasındaki 30 cm boşluğa ne zaman dalıp da geçmeye çalışacağı öngörülemeyen durumları hemen hemen artık her gün yaşıyoruz…
Motorcu arkadaşlar; iki aracın arasından gitme hakkınız yok, emniyet şeridinden gitme hakkınız yok, kaldırımdan gitme hakkınız yok, kırmızıda geçme hakkınız yok, yaya geçidinden yaya gibi geçme hakkınız yok, ters yönde araç kullanma hakkınız yok, parklara-meydanlara-kaldırımlara park etme hakkınız yok!..
Lütfen ama lütfen bunları yapmayın… Hem kendi canınıza kastediyorsunuz hem de kurallara uyan sürücülerin kaza yapmasına sebep vererek size o anda hasbel kader bir şey olmasa da aracına zarar vermiş, moralini bozmuş, korkutmuş ve işinden gücünden alıkonulmasına yol açmış oluyorsunuz. Yapmayın, güzel kardeşlerim, yapmayın…
Karşıyaka Çarşısı bu anlamda zaten slalom yapan motorsikletliler yüzünden yayalar için yeterince tehlikeli hale geldi. Bari taşıt trafiğine açık olan yerlerde, tüm taşıtlar için ortak olan trafik kurallarına uyun lütfen!
Bakınız İstanbul Valiliği bu konuda daha yeni bir genelge yayınladı ve son derce yerinde bir şey yaptı. Merak edenler genelgede yer alan alınan kararları ve kuralları internetten araştırıp okuyabilir…
Ancak; kural koymak güzel olmakla beraber, asıl önemli olan bu kurallara uyulmasıdır ve bu konu da tamamen insanların kişisel karakter özelliklerine göre değişmektedir. Umarsız, cana kast etmekten çekince duymayan, ben yaptım oldu zihniyetinde olan, ters bir şey söyleyen olursa hır çıkartırım hırtlık yaparım diye düşünen mizaçtakilere ne kurallar tesir eder ne de cüz-i yaptırımlar…
Kontroller çok sıkı ve yaptırımlar caydırıcı olacak ki bu karakterdekilerin de belki bir kısmının yola gelmesi sağlanabilsin…
Kendi adıma artık ben gerçekten motorsiklet kullanıcılarını potansiyel trafik teröristleri olarak görmeye başladım ve bu düşüncemden kendim bile rahatsız oluyorum. Çünkü; gerçekten çok sevdiğim, iyi eğitimli, iyi karakterli pek çok motorsiklet tutkunu arkadaşım var ve her ne kadar onları tenzih ederek bu yazıdaki bazı negatif tabirleri kullanıyor olsam da kendilerini rencide etmekten çekiniyorum...
Onlar da keşke kullanmasa diye de içimden geçirmeden edemiyorum. Zira kaza halinde sonuçları çok dramatik oluyor maalesef. Bu şekilde kaybettiğim birkaç arkadaşım da oldu zaten…
Yakın zamanda yaşadığım bir olayı anlatayım… Kırmızı ışıkta durdum, arkamdan gelen sonradan 18 yaşında olduğunu öğrendiğim bir delikanlı duramayıp arkadan çarpıp arka tamponumu parçaladı. Korkarak aracımdan inip yerde yatan delikanlının iyi olup olmadığına baktım. Şükür ki iyiydi. O da üzüldü ben de tabi…
O esnada ‘’keşke şu motorsikletlerin trafiğe çıkmaları yasaklansa’’ gibi bir şeyler söyledim. Hemen yan tarafta hadiseyi izlemeye gelenlerden biri bana çıkışarak ‘’olur mu öyle canım, motorsikletler sayesinde trafik tıkanmıyor’’ dedi. Kesinlikle bu görüşe katılmıyorum…
Mütemadiyen, kazaya sebebiyet vererek trafiğin tıkanmasına sebep olmasalar bile (-ki öyle bir durum yok ve devamlı kazaya sebep oluyorlar), motorsikletler trafiği iyice kaotik hale getirip, araçlar arası slalom yaparcasına giderken diğer araçların da yan aynasında kör noktaya denk gelme ihtimallerinden duydukları kaygıyla trafiğin akışını yavaşlatacak şekilde ekstra temkinli araç kullanmalarına sebep oluyorlar. Yani her açıdan zarar, külliyen zarar olarak görüyorum trafikte motorsikletlerin bulunmasını… Trafikte bulunmamaları temennimin ise tabii ki de son derce ütopik olduğunun farkındayım…
Şöyle bir çözüm olabilir mi acaba; çok meraklıları için bu heyecanlarını giderebilecekleri pistlerin sayısı arttırılsın ve orada isterlerse gün boyu iki tekerlekli tehlike icadının sırtından inmeden dönüp dursunlar mesela…
Tekrar söylüyorum ki; ‘’trafik teröristleri’’ diye bir kavram varsa, eşittir kurallara uymayan motorsikletler… En azından bizim ülkemizde, yani yasaların sadece yasalardan korkanlara yaptırım uygulayıp korkmadan çiğneyenlere dokunmadığı bir ortamda bu böyle maalesef…
Bu son cümlemin bir teyidi olması için örnek verecek olursam; bknz Fazıl Bey caddesi girişinde dikine park eden araçların bir şeridi kapatmasının yıllardır süregelmesi ve benim o araçlara ceza yazan veya çektirten bir trafik denetleme ekibine hiç rastlamamış olmam…
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!