Günlerdir takip ediyoruz, Bostanlı Pazar yeri krizini…
Başkan Yıldız Ünsal konu ile ilgili olarak ayrıntıları, gerekçelerini ve amacın ne olduğunu defalarca açıkladı. Ancak Pazar yeri konusunda bir grup esnafın ne yapmak istediğini, amaçlarının ve uğradıkları zararın ne olduğunu anlayabileceğimiz türden bir açıklama kendilerince yapılmadı. Yapıldıysa da münferit ve ikna edicilikten uzak sesler şeklindeydi…
Bunun nedeni üzerinde düşününce ise bir takım sonuçlara varmak mümkün. Ancak varılan bu sonuçlar somut dayanaklardan uzak ve kendi düşüncelerimizin bizi ittiği belki doğru belki yanlış sonuçlar da olabilir. Çünkü Yıldız Başkan gibi net cümlelerle istediklerinin ne veya daha doğrusu ‘’neden’’ olduğunu açıklayan doğru düzgün hiçbir pazarcı esnafı beyanatı ile karşılaşmadım…
Tek bildiğim Bostanlı Pazar yerinde ekstradan bir gün daha tekstil pazarı olarak tezgahların açılmasını istemedikleri. Anlaşılan o ki bu durumun onlara maddi anlamda olumsuz bir yansıması olacak. Ama neden ve nasıl olacağını cidden anlamadım…
Konunun iki tarafı arasındaki ihtilafa dair bir taraftan mütemadiyen gerekçeleriyle ve varmak istenilen amaçla ilgili sözlü-yazılı açıklamalar yapılırken diğer taraftan ise bunu göremiyoruz. Bu farka bakarak vardığımız nokta ise ‘’eğitimin ne kadar önemli olduğu’’!
Eğitimli insan ile hayatı boyunca kendisine eğitim, kültür, okuma-yazma, konuşma adabı ve davranış anlamında hiçbir şey katmamış bir insanın arasındaki farkı gözlemliyoruz sanki! Belki de pazarcı esnafı bu konuda tamamen haklı da olabilir ama bunu izah edebilecek entelektüel donanımları olmayınca konuyu zorbalıkla halletmeye çalıştıklarına şahit oluyoruz maalesef!
Kendi kendinizi ifade etme yolu olarak sadece kaba kuvveti biliyor oluşunuz yaptıklarınızın bir mazereti olamaz esnaf kardeşlerim. Aranızda birleşin, gerekirse bir avukat aracılığı ile veya bir basın mensubu yazar aracılığı ile neyse karşılığı vererek kendi tarafınızdan haklılığınızı lisan-ı münasiple topluma anlatın!
Biz sizin ne yapmaya çalıştığınızı ve gerekçelerinizi bu şekilde anlamıyoruz. En azından ben anlamıyorum.. Karşıyaka’ya ait değilsiniz belli ki! Ama buraya ait değilseniz bile buranın ekmeğini yiyen insanlar olarak buranın kültürüne uygun davranışlarla ve düzgünce yapacağınız açıklamalarla durumunuzu anlatmanız lazım…
Burası Karşıyaka! Biz sorunlarımızı karşılıklı medeni diyaloglarla çözeriz… Böyle çözemediğimiz noktada da adli mercilerin aracılığıyla çözüme ulaşırız… Kanunları hiçe sayarak, yasaklanan yere zorla girerek, işgalci çeteler gibi davranarak, bağırıp çağırıp hakaret ederek çıkılan yolda Karşıyaka gibi bir yerde duvara toslarsınız…
Sayın Başkan Yıldız Ünsal Hanımefendi, güçlü ve eğitimli bir Karşıyaka kadını duruşu sergileyerek veriyor mücadelesini. Yasal zeminde, nezaketini koruyarak ve haklı olduğuna inandığı konuda bir adım geri atmadan…
Sizin en büyük şanssızlığınız bugünlerde belediye başkanımızın bir erkek değil de kadın olması bence! Bir kadının dirayeti ve mücadele gücü çok ender olarak bir erkekte olur çünkü…
Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz!
Girişin yasak olduğu yerdeki beton bariyerleri gayri yasal bir şekilde sökenlerin mi, kamu malı olan belediye araçlarına zarar verenlerin mi, elektrik sistemindeki sorunların giderilmesi için geçici olarak kapalı tutulan pazar yerini gasp edenlerin mi, yarın öbür gün o bakıma ihtiyacı olan yerlerin bakımının yapılamamasına sebep oldukları için bir takım insanların zarar görmesine sebep olma ihtimaline yol açanların mı yoksa; mütemadiyen konuyla ilgili yasal olarak girişimlerde ve açıklamalarda bulunup bu başıbozukluğun karşısında durmaya çalışan Karşıyaka’nın cesur yürekli belediye başkanı Yıldız Hanım’ın istedikleri mi gerçekleşecek…
Endişem o ki bu konuda da yasaların gücü yerine güçlülerin yasası devreye girmez…
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!