‘’Altay-Karşıyaka derbisi ya da Cumhuriyet Derbisi, İzmir'in en eski iki kulübü arasında oynanan futbol müsabakalarıdır. Karşıyaka; Karşıyaka ilçesini, Altay ise Alsancak semtini temsil etmektedir.’’
Yukarıdaki paragrafı birebir Vikipedi’den kopyalayarak yazdım. Dikkatinizi çeken bir şey oldu mu peki bu paragrafta?!
Eğer dikkatinizi çeken bir şey yoksa tekrar bakın ve yine bakın… Üzerinde düşünerek, Karşıyaka-Altay arasındaki önemli bir farka işaret ettiğini görmezden gelmeden ve dikkatlice…
Öyle sanıyorum ki benim kafamda olanlar bir bakışta gördü, ama yıllardır coğrafi terminolojiden bihaber olanların veya kendilerince daha sempatik veya sıcak geldiği için kullanmaktan vazgeçmeyenlerin göremediği bir şey var orda! İlçe ve Semt ifadeleri…
İlçe tanımı: merkezi yönetimin, yönetim bakımından yurt bölümlenmesinde, ilden sonra gelen ve bir kaymakamca yönetilen bölümü.
Semt tanımı: bir ilçe veya belediye içinde yer alan, belirli sınırları olan bir mahalle veya bölgedir.
Karşıyaka’nın İzmir’in semt takımlarından farklı olarak, İzmir’in tamamen karşı yakasını kaplayan koskoca bir ilçenin temsilcisi olduğu gerçeğini görüp de kendi kendimize seviye düşüren bir yakıştırma ile semt demeyi bıraktığımız günleri görmek en büyük temennilerimden biri. Eğer ilçe demek çok mekanik çok soğuk ve çirkin geliyorsa (-ki buna saygı duyarım), kentimiz deyin, şehrimiz deyin, memleketimiz deyin bari…
Neyse… Bu hatırlatmadan sonra Altay-Karşıyaka maçındaki hakem hataları ile ilgili KSK tarafından yapılan resmi açıklamaya bakalım biraz da…
Karşıyaka Spor Kulübü’nün resmi açıklaması şöyle: ‘’ "Bu akşam Altay ile oynadığımız karşılaşmada hakem Murat Kasap, Sertan Akman, Erdoğan Çak ve Burak Baş’ın art niyetli yönetimi, futbolun ruhuna ve adaletine yakışmamıştır.
Maç boyunca verdiği hatalı kararlar, pozisyonlara olan tutarsız yaklaşımı ve oyunun dengesini bozacak nitelikteki tutumları, sahadaki emeğimize gölge düşürmüştür.
Karşıyaka Spor Kulübü olarak;
futbolun adalet, tarafsızlık ve saygı ilkeleri çerçevesinde yönetilmesini beklemek en doğal hakkımızdır.
Bu doğrultuda, bugünkü karşılaşmada yaşananlar hakkında gerekli değerlendirmeleri yaparak ilgili mercilere başvurularımızı gerçekleştireceğimizi kamuoyuna bildiririz."
Bu açıklamayı yaparken kullanılan başlık ve fon ise şöyle; hakem Murat Kasap’ın fotoğrafının üzerine yazılan ‘’Futbolun Kasabı’’…
Açıklamanın içeriği de, Karşıyaka’ya yapılan haksızlığa isyan da doğru şeyler… Ancak!
Kurumsal olarak yapılan açıklamaların kanaatimce daha dikkatli ve daha düşünülerek yapılması uygun olacaktır. Açıklamanın içeriğinde bir sorun yok, fakat bir insanın bir nev-i namusu, kişiliği gibi gördüğü, atalarından kendine yadigar kalmış olan soyadını kullanarak yapılan tahkir edici (aşağılayıcı) başlıklar Karşıyaka kültürüne yakışmaz diye düşünüyorum…
Uğranılan haksızlığa başkaldırmak ve isyan zaten Karşıyaka Spor Kulübü’nün kuruluş gerekçelerinden biri olan zulme, işgale isyan düşünce yapısına paralel olarak son derece doğruyken üslubu da doğru belirlemek lazım! Yoksa Ali Koç seviyesinde bir takım açıklamalar yapan kulübe evriliriz ki bu da bize hiç ama hiç yakışmaz…
Sonuç olarak hakkımızın yenildiği gün gibi aşikar ve sonuç alınamayacak bile olsa bu konuda gereken başvuruların yapılması da hem haktır hem de gerekliliktir. Buna çok da fazla takılmadan önümüzdeki maçlara bakmamızın gerekli olduğu gibi…
Bu bir kısa mesafe koşusu değil çünkü, bu bir maraton ve yolun sonu şampiyonluk olsun istiyorsak önümüze bakmaya ve konsantrasyonumuzu koruyarak çok çalışmaya devam etmeliyiz.
Voleybolda destan yazmaya devam eden Zübeyde Hanım’ın kızlarına da ayrı bir paragraf açmazsak olmaz. 5’te 5 yaptık…
Recep Yazıcıoğulları’nın tecrübesi, doğru adımlar atarak kendi yağıyla kavrulmayı ve başarılara ulaşmayı bilen voleybol şubenin eski ve şimdiki yöneticileri sayesinde en son bir ekol olan Eczacıbaşı’nı da 3-1 yendik.
Helal olsun Karşıyakamızın kızlarına, helal olsun Zübeyde Ana’nın kızları’na!..
Basketbolda ise gidişat maalesef hiç iyi değil…
Takımın çok acil olarak bir basketbol koçuna ihtiyacı var. Zaten koçumuz var diyenleri duyar gibiyim şu anda… Acaba gerçekten öyle mi!
Yanısıra yine acilen bir 5 numara ihtiyacımız da olduğunu düşünüyorum…
Biraz daha izlemeye devam edip, kanaatlerimizi ona göre daha da netleştireceğiz tabii ki…
Son üç maç Fb, Efes ve bu sezon güçlü olan bir Galatasaray’dı neticede… Bizim bu seneki rekabet gücümüz de, hedefimiz de belli ve o nedenle de gerçekçi olarak kazanmamız geren maçları görüp, belki de onların sonuçlarına göre gerekirse dereyi geçerken at değiştirmeyi akla getirebiliriz…
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!