Basketbolda lige tutunma umutları büyük oranda arttı. Futbolda da umutlar sürüyor. Son zamanların güzel gelişmeleri bunlar…
Ancak bugünden önümüzdeki yılın planlarının da yapılması lazım. Futbol ile ilgili yapılabilecekler ne olabilir bilemiyorum ama basketbol geçmişi nice başarılarla dolu bir kulüp olarak basketbol şubeye sponsor bulunması konusu artık sürüncemede kalmayacak şekilde netleştirilmesi gereken bir konu ve söz konusu olan Karşıyaka basketboluysa çok da zor olmamalı…
Basketbolda düşmemeye sevinecek kulüp değil Karşıyaka! Bir an önce önümüzdeki yılın planları yapılmalı…
xxx xxx xxx xxx
Bir Atatürk Liseli olarak bu konuya da değinmeden geçemeyeceğim. Bizler, yani bu şanlı okulun öğrencileri mezun olduğumuz üniversitelerimizden çok lisemizle gururlanırız. Bu durumu okulumuz mezunlarından olan Yılmaz Özdil de birkaç kez dile getirdi zaten…
Milli mücadelenin ilk planlarının yapılıp broşürlerinin basıldığı, Atatürk’ün matematik dersi anlattığı sınıflardan bizlerin de geçmiş olmasının verdiği tarifi mümkün olmayan büyük bir gururdur bu!
Hal böyleyken Atatürk Lisesi’ni de içerecek şekilde Türkiye genelinde yaşanan öğretmen atamaları ile ilgili durumun öğrenciler üzerinde yarattığı tedirginlik gayet doğal. Umuyoruz ki bu uygulama rutin bir prosedürdür, umuyoruz ki 1888 yılından beri 40 binden fazla mezun veren ve mezunlarıyla Türkiye tarihine yön veren bir geleneğin zarar görmesi gibi bir sonuçla karşılaşılmaz…
xxx xxx xxx xxx
Eğitimsiz çocuk yoktur, eğitimsiz aile vardır…
Bu gerçeği yaş aldıkça ve kendim de baba olduktan sonra idrak ettim. Bu konu da nerden çıktı derseniz, en son ailecek geçirdiğimiz 2 günlük tatilimizde şahit olduğum manzaralar nedeniyle…
Bu arada, bir önceki yazımda da bu 2 günlük tatilden hareketle bir şeylerden bahsettiğimin farkındayım, ancak tatil kavramı kendisine çok uzak olan bir adam olarak hoşgörünüze sığınıyorum… Neyse…
Şahit olduğum manzaralar çocukların eğlence alanlarında veya yemek sıralarında veya diğer ortamlardaki tutumlarının çevrelerindeki diğer insanlara karşı son derece umarsız oluşu ile ilgiliydi…
Sıra beklemesi gereken yerde ittirip geçeni mi ararsın, sandalyesini arkasında oturanın sandalyesine sürekli olarak çarptıranı mı ararsın, kapalı havuzda sürekli olarak diğer insanların üzerine üzerine atlayanı veya kenarda duranlara su fışkırtanı mı ararsın hepsi ama hepsi de vardı, aynıydı ve böyleydi maalesef…
Tabi ki de çocuk çocukluğunu yapacak, yaşayacak…
Biraz haylazlık da çocukluğun olmazsa olmazı…
Ancak, kendi özgürlüklerinin başkalarının özgürlükleri ile sınırlı olduğu gerçeğini onlara aşılaması gerekenler de ebeveynler olmalı… İşte benim lafım o ebeveynlere…
Kendi eğitimsizliklerini çocukları aracılığıyla gelecek kuşaklara da aktarıyorlar ne yazık ki! Ve bunun savunması olarak da ‘’bizler özgüvenli, girişken çocuklar yetiştirmek için onları kısıtlamıyoruz’’ cümlesini kullanıyorlar…
Haliyle ben ve eşim de çocuk olduk zamanında ve biz bu az önce saydığım çevresine rahatsızlık veren davranışları yapmaktan ailelerimiz tarafından devamlı alıkonduk, uyarıldık. Sonuçta bizler sünepe, sümsük, içine kapanık, hayatta sürekli ezilen insanlara dönüşmedik ama! Kendi kızımızı da gördüğümüz terbiye çerçevesinde yetiştiriyoruz…
Eğitimli ve terbiyeli bireyler yetiştirmekle edepsiz ve başkalarının haklarına saygı duymayan bireyler yetiştirmek arasında ciddi bir fark vardır ve bu farkı göremeyenler anne-baba da olmamalıdırlar aslında…
Keşke çocuk sahibi olmak isteyenler bir takım profesyoneller tarafından öncesinde bazı testlere tabi tutulsa da bu testlerin sonuçlarına göre bu hakka sahip olup olamayacaklarına kara verilse diye düşünmeden edemiyor insan bazen…
Bakınız önümüz 23 Nisan ve Atamızın tüm dünya çocuklarına armağan ettiği tek bayram. Öylesine ileri görüşlü öylesine büyük bir dehanın çocukların önemine dair dikkat çektiği bayramımız bile varken biz toplum olarak çocuklarımıza doğru yönlendirme yapmaya mecburuz…
xxx xxx xxx xxx
Son olarak da sosyal medyada karşıma çıkan bir pankarttan bahsetmek istiyorum. Göztepe taraftarları Cemil Tugay’ın kendilerine verdiği sözler olduğunu ve bunları tutmadığını söyleyerek sitemkar bir pankart hazırlamış…
O sözlerin ne olduğunu ve neye sitem ettiklerini bilmiyorum ama, stat konusunda yıllardır yaşadığımız mağduriyetten sonra biz Karşıyakalılar olarak gökyüzünü kaplayan bir pankart falan mı hazırlamalıyız acaba diye düşünmeden edemedim…
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!