Önemli Doğa Alanı (ÖDA) kavramından haberdar olanlarımız kaç kişiyiz acaba! Bununla ilgili olarak belirlenmiş olan yerleri anlatan ulusal ve uluslararası kitaplar mevcut. Önce bir tanımına bakalım;
ÖDA (önemli doğa alanı): Hassas ve benzersiz doğal alanları belirlemek üzere kullanılan bir önceliklendirme yaklaşımıdır. Bunun için başta nesli tehlike altında olan ve/veya kısıtlı bir coğrafi yayılışa sahip canlı türleri olmak üzere bir dizi ekolojik gösterge kullanılır. ÖDA’lar, alan korumaya ihtiyaç duyan tür ve habitatların dağılım ve nüfuslarını esas alan standartlar, küresel ölçekte uygulanabilir eşik değerlerine bağlı somut kriterler vasıtasıyla seçilmektedir. Öte yandan, ÖDA’ların belirlenmesinde bir dizi nicel eşik değeri kullanılmaktadır.
İşte Yamanlar Dağı da ÖDA kategorisinde yer almaktadır. Ona bu sıfatı kazandıran özelliklerine bakalım biraz da;
‘’ İzmir’in kuzeydoğusunda yer alan ÖDA, Yamanlar Dağı ve Dede Dağı ile kuzeyde Gediz Nehri’nin oluşturduğu dar vadiyi içine alır. Yamanlar Dağı genç bir volkan konisi olup üzerinde derinliği dokuz metre olan Karagöl ve daha sığı olan İkizgöl bulunur. Önemli bir kısmı kızılçam ormanları ve makiliklerle kaplı ÖDA, kuru maki topluluklarından kestane ormanlarına kadar değişen geniş bir bitki örtüsü mozaiğini barındırır.
Habitatlar: Dağın alt bölgelerinde geniş alanlar kaplayan bodur maki toplulukları yüksek irtifalara çıkıldıkça yerini sırasıyla kızılçam ve karaçam ormanlarına bırakır. Karaçam ormanlarının içinde dağınık olarak saçlı meşe (Quercus cerris), tüylü meşe (Quercus pubescens); daha nemli bölgelerde ise çiçekli dişbudak (Fraxinus ornus) bulunur. Yamanlar’ın kuzeye bakan yamaçlarında 850-1000 metre arasında kestane (Castanea sativa) toplulukları bulunur. Güneye bakan yamaçlarda ise dik ve yazın kuruyan dere yatakları bulunur ve buralar geniş zakkum (Nerium oleander) topluluklarıyla kaplıdır. Alandaki kayalıklar yaban hayatı; mağaralar ise birçok yarasa türü için önemli yaşam alanıdır.
Türler: Alan; bitkiler, memeliler, kuşlar, sürüngen ve çiftyaşamlılar ve içsu balıkları için önemlidir. Nesli tehlike altındaki Allium albotunicatum ssp. albotunicatum ve küresel ölçekte tehlike altında olan endemik Haplophyllum megalanthum ve Tripleurospermum hygrophilum bitki türleri ÖDA kriterlerini sağlayan türler arasında yer almaktadır.
ÖDA, nadir bir tür olan çizgili sırtlanın (Hyaena hyaena) Ege Bölgesi’ndeki bilinen en kuzey dağılımını oluşturur. Bunun yanı sıra alandaki mağaralar uzun kanatlı çöl yarasası (Miniopterus schreibersii), uzun ayaklı yarasa (Myotis capaccinii) ve nesli küresel ölçekte tehlike altında olan Akdeniz nal burunlu yarasası (Rhinolophus euryale), nal burunlu büyük yarasa (Rhinolophus ferrumequinum), nal burunlu küçük yarasa (Rhinolophus hipposideros) ve küçük fare kulaklı yarasa (Myotis blythii) için önem taşır.
Ev yılanı (Zamenis situla) ile nesli küresel ölçekte tehlike altında olan şeritli engerek (Montivipera xanthina) ve adi tosbağa (Testudo graeca) alanda ÖDA kriterlerini sağlayan sürüngen türleridir.
Ülkemize endemik iç su balıklarından Capoeta bergamae ve Chondrostoma holmwoodii bölgede yaşamaktadır.’’
Yukarıda yazılanları umarım sıkılmadan okumuşsunuzdur. Tüm bu bilgiler konunun bilimsel ve doğa açısından ele alınan tarafları. Konunun bir de biz Karşıyakalılar için çok çok önemli olan manevi tarafı da var tabi…
Hangi Karşıyakalı’nın Yamanlar Dağı’nda geçirilmiş bir anısı yoktur ki! Son yıllardaki yapılaşma ve başka yerlerden aldığı göçle işgale uğraması nedeniyle belki yeni jenerasyonun oraya dair anısı olmayabilir ama onların da Karşıyakalı aile büyüklerinden dinlediği çokça anılar illa ki vardır!
Adı, Karşıyaka’nın efsane okulu Karşıyaka Lisesi marşında bile geçer ‘’Yamanlar’ın tek incisi Karşıyaka Lisesi’’ şeklinde…
Karşıyakalı geçmiş zamanda yıllarca Yamanlar suyunu içti, Yamanlar domatesi Türkiye çapında nam saldı, temiz havası nedeniyle içerisinde senatoryum bile mevcut…
Son Yamanlar yangınında tüm Karşıyakalıların yüreği yandı adeta. Ve o yangında hatırlatırım; tüm Karşıyaka’nın üzerine kül yağdı, tüm Karşıyaka is koktu. Sadece bu bile bir gösterge değil mi Yamanlar’da ne olursa Karşıyaka’yı birebir etkileyeceğinin. Sadece bu yaşanan örnek bile Yamanlar’ın Karşıyaka’nın akciğerleri olduğunu göstermiyor mu?!
Hal böyleyken Yamanlar’a çöp depolama alanı kurulması konusu yine ve yeniden önümüze getiriliyor. Bunun altında yatan nedenleri düşününce ya hiçbir araştırma yapmadan hareket edilmesi, ya bilimsel gerçekleri umursamama, ya da Karşıyaka’ya bilinçli olarak kötülük yapma isteği gibi olasılıklar akla geliyor ki bu son olasılığı düşünmek bile istemiyorum.
Bir zamanlar Aziz Kocaoğlu bu yanlışta ısrarcı olmuştu. Şimdilerde ise Karşıyaka’dan büyükşehire geçen bir belediye başkanımız varken acaba bu konuyla ilgili ‘’asla olmaz’’ yaklaşımında bulunacak mıdır diye çok merak ediyorum doğrusu!!!
Bu olasılığın yeniden gündeme getirilmesinde merkezi yönetim veya yerel yönetim, her kimin rolü varsa konuyu tekrar düşünmelerini ve vazgeçmelerini önemle salık veriyorum. Yoksa altında kalacakları vebalin hesabını öteki dünyada bile veremezler. Bu dünyada ödeyecekleri bedel ise bir daha asla ve belki de yüzyıllarca Karşıyaka’yı kendi partilerine oy anlamında destek bulamadıkları bir yer olarak kaybetmeleri olacaktır. Karşıyakalıların bunu yapacağından eminim.
Karşıyakalı olmayan, Yamanlar Dağı’nın Karşıyaka için olan önemini asla idrak edemez ama bari en azından doğa ile ilgili analizler yapan bilimsel kuruluşların vermiş olduğu raporlara bir göz atsalar… Çünkü her suçta olduğu gibi kuralları bilmiyor olmak o suçtan muafiyeti sağlamaz. Bu katliam yapılacak olursa eninde sonunda suçlular Karşıyakalılar nezdinde layık olduğu yere konulacaktır!
Yani sonuç olarak Yamanlar yok edildiği takdirde en ağır fatura tabii ki de Karşıyakalılara kesilmiş olacaktır ama bunu yapanlar da mutlaka bir bedel ödeyecektir. Hem ÖDA (önemli doğa alanı) statüsündeki bir yeri yok etmenin hem de bundan zarar görecek olanın ‘’herkes’’ olacağı gerçeğinin göz ardı edilmesinin ne gereği var?!
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!