Bazen insanlar yaptığına, yapacağına pişman olur.
Kaybettiğimiz Müslüm Gürses’in şarkısındaki “Son pişmanlık neye yarar. Her şeyin bir bedeli var” sözleri hayatın gerçeğini yansıtıyor.
Sorsan baksan pişman mıdır?
“Asla…” diyenlerden tutun da, “çok ama çok!..” düşüncesinde olanlar da yok değil…
Siz nasıl cevap vereceksiniz? Çok değer vermek, çok pişmanlık midir?
Bazı olayların gidişatı veya sonucunda yanıtını vereceğin gibi, bazen de başınıza zaman aşımına uğramadan beklenmedik felaketler de gelebilir.
Konuya girmeden önce altını çizerek yazıyorum. İlker Ergüllü’yü tanımam. Telefon dâhil hiç konuşmadım, görüşmedim. Sadece Karşıyaka Spor Kulübü yöneticiliğinde adını duydum. Sonra başkan olunca da, birkaç kez yazdım, hatta eleştirdim de…
Yazılarımla ilgili her zaman olduğu gibi cevap hakkı bakidir. Verir cevabını, elbette onu da yazarız.
Ama ne aradı, ne arattı… Herhalde yazdıklarımızı okumuştur. Okumasa bile kuşlar hemen ulaştırmıştır…
Araştırmadan, soruşturmadan, doğruluğunu öğreninceye kadar, ince eleyip sık dokumadan bu satırlara kelimeler sıralanmaz. Bilenler çok iyi bilir. Yaşanmışlıklar kalem kâğıda dökülünce orada kalır.
Ne bir kin, ne de kibir… Sadece mesleğimizin icrasıdır…
Oltamıza her hafta bambaşka konular takılır. Onu gündeme getiririz.
İlker Ergüllü de öyle oldu. O da koltuktan düşünce, bir daha da, bizim yazı konumuz olmadı. Ta ki Karşıyaka Haber’de Ergüllü’ye SGK borçlarıyla ilgili ödeme talimatı gelmesi haberine kadar…
Konu Karşıyaka Spor Kulübü ve eski başkanı olunca ilgimizi çekmedi değil…
Malum gerekçelerden kısıtlı zamanım olmasına karşın, yaptığım araştırmada vardığım sonuç eski başkana büyük haksızlık yapılmasıydı. Asla hak etmediği bir durumla karşı karşıya kalmıştı. Belki rakam onun için ödenebilirdi, ödeyebilirdi de… Ama olayın bu şekli insanın içini acıtıyordu…
Onun da canı acımış ki, konu kamuoyuna kadar taşındı.
Yerden göğe kadar da haklı. “Yiğidi öldür ama hakkını yeme” derler ya… Aynen öyle!
Şimdi haberi Karşıyaka Haber’in satırlarından hatırlayalım.
“Karşıyaka Spor Kulübü'nde eski başkan İlker Ergüllü'ye kulübün Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) borçlarıyla ilgili ödeme talimatı geldi. Yeşil-kırmızılılarda Ocak 2024-Mayıs 2025 arasında toplam 1,5 yıl başkanlığı yürüten Ergüllü, kulübün geçen sene temmuz, ağustos, eylül ve ekim aylarındaki 700 bin TL tutarında SGK borcundan sorumlu tutuldu. Kulübün SGK borçlarını ödemesi için tebligat alan İlker Ergüllü mahkemeden yürütmeyi durdurma talep etse de talebi kabul edilmedi. Ergüllü'ye yönetimi dönemindeki yeşil-kırmızılıların 4 aylık SGK borcunu bireysel olarak ödemezse haciz işlemi başlatılabileceği öğrenildi. SGK'dan yalnız kendisine ödeme talimatı geldiğini doğrulayan İlker Ergüllü, büyük şaşkınlık ve üzüntü yaşadığını söyledi. Bu sezon halen voleybol şubesine isim sponsorluğu, basketbola da maaş ödemesi desteği veren Ergüllü, "Yıllarca bütün sponsorlar bile sadece net maaşları ödedi. Sporculara sponsorların yaptığı ödemelerden oluşan vergi ve SGK borçlarını kulüp üstlendi. Şimdiye kadar hiçbir başkana bireysel olarak SGK ödemesi çıkmadı. Yıllarca 100 milyon TL'ye yakın birikmiş SGK borcundan sadece benim dönemime ait kısmının takip edilip bana haciz gelmesinin altında ne var acaba? Hem mali olarak kulübe büyük destek verip hem bu sezon da voleybola sponsor olurken ödeme tebligatıyla karşılaşmak beni spordan da Karşıyaka'dan da soğutuyor" dedi. Karşıyaka'ya daha önce 2023-2024 sezonundaki başkanlığı döneminde verdiği 21 milyon TL alacağını bağışlayan Ergüllü, geçen sezondan 67 milyon TL alacağı için Aralık 2024'te icra takibi başlatmasına rağmen yönetimle sponsorluk anlaşmasına varıp bu miktarı da talep etmemişti.”
Haber bu…
Şimdi soruyorum. Karşıyaka Spor Kulübü’nde bildiğim binlerce yönetici görev yaptı. Sayısız başkan değişti. Her biri için demiyorum ama kulüpte her zaman borç yükü vardı. Peki, o kadar görev yapan insan dururken neden İlker Ergüllü’ye tek ödeme emri geldi?
İşte bu sorgulanmalı.
Diyeceksiniz ki; bize neden soruyorsun. Git cevabını muhatabından al.
Haklısınız ama konu o değil.
Başkalarına da aynı tebligat geldiyse, açıklamıyorsa da, onun veya onların bunu kamuoyuyla paylaşması gerekirdi.
Şu anda sadece İlker Ergüllü’nün adını biliyoruz. Bir de Ergüllü’nün açıklamasından sadece kendisine geldiğini…
Bir tek İlker Ergüllü’ye geldiyse…
Bu işin içinde bir çapanoğlunun aranması gerekmez mi?
Eski yönetici, başkan ve şimdi de kulübün ayakta kalması, bir şubenin şampiyonluğa oynaması için şirketinin adını vererek milyonları sponsor olarak kulübe aktaran birisi için yapılan büyük haksızlık değil midir?
Bu olayın gerçekleşmesiyle birlikte camia ayaklanmalı ve “Neden?” sorusunun cevabını el birliğiyle bulmalıydı.
Böyle bir şey oldu mu? İlker Ergüllü’nün arkasında duruldu mu? Sahip çıkıldı mı?
Bazen olur ki; o kadar iyilik yaparsın ve karşılığında sadece bir teşekkür beklersin ama teşekkür yerine nankörlük görürsün.
Olay sadece bu mu? Yoksa altında başka nedenler mi var?
2023/24 yılında 21 Milyon TL. Alacağını bağışlayan, 67 milyonluk alacağına karşılık icra takibi (İcra takibi konusunu eleştirmiştim) başlatmasına karşın sponsorluk anlaşmasıyla bunu da talep etmeyen, kulübe bırakan bir spor adamına yapılan bu durumu nasıl açıklayacaksınız?
Diyeceksiniz ki, kulübün suçu yok. Olay SGK’dan kaynaklanıyor.
Doğru ama ya içeriden, dışarıdan birileri ihbar ettiyse?
Yazık değil mi?
İşinden gücünden, ailesinden feragat etmenin yanı sıra, para veren, kulübü ayakta tutmaya çalışan eski başkan ve yöneticiye günah değil mi?
Sonra bu veya buna benzer kulüpler içindeki renk aşkıyla bir sevdalısı takımına maddi manevi destek veren bir tek insan bile bulamayacak hale gelebilir.
Onlar size demeyecek mi? “Benim yaptığım iyiliği hiç anlamayıp, üstüne bana kötülük yapanlara sesleniyorum; yolunuz açık olsun, benden uzakta durun…”
Sonra ne yapacaksınız?
Olayın kahramanı iki elini başının üzerine koyar ve "Geçmişe bakarken hissettiğim pişmanlık, gelecekteki cesaretime şekil veren bir aynadır" diye düşünmez mi?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!