Birlikte yaşama ihtiyacı yaratılıştan gelen bir özelliktir ve bu aynı zamanda psikolojik olduğu kadar, sosyal ve iktisadi bir gerekliliktir. Fertlerin güven ve huzur ortamında bir arada yaşayabilmesinin ön şartı da bireyler arasındaki sosyal yardımlaşma ve dayanışma bilincinin olmasıdır.
İnsan dünyayı diğer insanlarla birlikte, diğer insanları severek, sayarak, destek olarak, yardımlaşarak ve paylaşarak daha yaşanabilir hale getirebilir. Sadece kendisinin mutlu olması ona yetmemeli. Bir elinin yağda, bir elinin balda olması, maddi imkanlarının iyi olması ona yetmemeli. Başkalarıyla paylaşmayı da istemeli, asıl ondan mutlu olmalı.
Aslında mutluluk, başkalarının da mutluluğunu görerek yaşanır. Sadece kişisel mutlulukla mutluluk olmaz. Bir ihtiyaç sahibine yardım etmek, bir yetimi sevindirmek, bir dertliye derman olmak, dara düşene teselli sunmak, bir yalnızın yüreğine sevgiyle dokunmak, bir hastanın hatırını sormak, insanı nasıl da mutlu eder. Yardım edilenin gözlerine, yüzüne ve davranışlarına yansıyan mutluluk, yardım edenin yüreğinde yankısını bulur. Manevi huzur, gönül doyurur.
Yardımlaşma ve paylaşma ahlakî ve insanî bir erdemdir. Yardımlaşmak, başkalarının derdine ortak olmak, başkalarının sıkıntısını gidermek, düşenin elinden tutmak insaniyettir. İnancımız, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı, paylaşmayı ibadet saymış, sosyal hayatın önemli bir mihveri yapmıştır. Dini öğretilerimizden anlaşıldığına göre, dünyada kalıcı yatırım, insanın kendi yediği, içtiği, kendine harcadığı değil, başkalarına verdiğidir, yapıp geride bıraktığı hayır hasenattır, yaptığı İyiliklerdir.
Hiçbir çıkar gözetmeksizin samimiyetle yapılan yardım ve sadakalar bereketi arttırır ve daha fazla kazançlara vesile kılar. Atalarımızın dediği gibi, "Az sadaka çok belayı def eder.” Verilen sadakalar sayesinde bir kazadan kurtulmak, bazen o sadakanın binlerce katından fazla kazanç sağlamak anlamına gelir. Söz gelimi, o kazada kişinin herhangi bir organı -Allah korusun- zayi olsaydı, o organın maddi anlamda telafisi mümkün olmazdı. Sadaka belaları def ettiği gibi ömrün daha bereketli ve daha huzurlu yaşanmasına vesile olur. Sadaka az bile olsa, çok belayı ve sıkıntıyı bizden uzaklaştırır. Az da olsa yardım ve sadakalarımız, güzel niyetimiz, sevgi ve saygıyla gü zelleşen davranışlarımız hayatımızı anlamlandırır, huzur ve mutluluğu armağan eder. Samimiyetle iyilik yapan ve yardım eden karşılığını mutlaka görür.
Bütün sosyal yardımlar, zekat, fitre ve sadakalar, hiçbir çıkar gözetmeksizin sadece Yüce Yaratanın rızasına ulaşmak için yapılır. Sonradan başa kakılan, ihtiyaç sahibi rencide edilerek, eza ve cefa edilerek yapılan yardımdan bir ecir ve sevap beklenemez. Böyle yapmak, yardımı Yüce Yaratan’ın rızası için yapmak, mükafatını yalnızca Yüce Yaratan’dan beklemek bilinciyle bağdaşmaz. İbadet ve iyilikler, sosyal yardım ve sadakalar, riya ve gösterişten, kırıcılıktan uzak bir şekilde yapılmalıdır.
Yardım yapmanın en önemli ahlaki kurallarından birisi, yardım yapılan kardeşimizi minnet altında bırakmamak, rencide etmemek ve incitmemektir. Riya ve gösterişe girmeden yardım yapmaktır. Netice itibarıyla yardım yapan Yüce Yaratan’ın kendisine verdiği emanetten vermektedir.
"Mal sahibi, mülk sahibi / Hani bunun ilk sahibi / Mal da yalan, mülk de yalan / Var biraz da sen oyalan” dediği gibi Yunus'un, mülkün gerçek sahibi Yüce Yaratan’dır. Malın mülkün sahibi ve gerçek vereni Allah'tır. İnsan sadece onun emanetçisidir. Böyle olduğu için de emanet olan mal ve imkandan ihtiyaç sahibine verirken, onu incitmemeli, onurunu korumalı ve yaptığı yardımı, bir emanetin ifası, bir görev ve sorumluluk olarak görmeli. Hatta ihtiyaç sahibine, böyle güzel bir davranışı yapma imkanı verdiği, sevap kazanmasına vesile olduğu için teşekkür etmelidir.
Ramazan ayı, yardımlaşma ve paylaşma ayıdır. Karşılıksız vermenin mutluluğunu derinden hissetme, fakirlere ve kimsesizlere, yetimlere ve darda kalanlara gönüllerimizi açma vaktidir. Sosyal yardımlarımızı, zekat, fitre ve sadakalarımızı ihtiyaç sahipleriyle buluşturma anıdır. O halde ihtiyaç sahibi kardeşlerimizin yardımlarına koşarak problemlerini çözmeye çalışalım. Nezaket ve zarafetle, incitmeden ve asla gösterişe kapılmadan yardımlarımızı yapalım.
Ramazan ayında gönül zenginliğini maddi imkanlarıyla birleştirerek sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın, paylaşmanın çok güzel örneklerini sergileyen, yardımsever Karşıyakalı hemşehrilerimizi ve Karşıyaka’mızdaki Sivil Toplum Kuruluşlarını yürekten kutluyorum. Rızıklarımız bol, kazançlarımız bereketli olsun. 18 Mart Salı günü idrak edeceğimiz Çanakkale Zaferinin yıl dönümü vesilesiyle aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmet ve şükranla anıyorum. Ruhları şad olsun. Devletimiz payidar, milletimiz bahtiyar olsun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!