Yaratılan her varlığa merhametle davranmakla sorumluyuz. Canlı cansız bütün yaratılmışlar insana birer emanettir ve her birinin üzerimizde hakkı vardır. Karıncayı bile insana emanet eden Yüce Yaratıcı, insan için en aziz varlık olan anneyi de emanet etmiş, annelerin incitilmesini yasaklamış, saygı ve sevgiyle hatırlarının gözetilmesini istemiştir.
Yaratılmışlar içerisinde sevgi ve saygıya, hürmet ve merhamete en layık olanlar hiç şüphesiz annelerimizdir. Çünkü üzerimizde en fazla hakkı ve emeği bulunanlar onlardır.
Annelerimiz varlık sebeplerimizdir. Annelerimiz ilk öğretmenlerimizdir. Hepimiz dünyaya gelirken ilk olarak annelerimizin o sıcacık sevgi, şefkat ve merhametiyle tanıştık. Annelerimizin sınırsız ve karşılıksız şefkat, merhamet ve sevgi sağanağı altında, yani anne kucağında büyüyerek “insan” olduk. Bizi dünyaya taşırken annemizin ne kadar yorulduğundan habersiz, bu kucakta huzuru ve güveni öğrendik. Sevgiyi, şefkati ve merhameti ilk annelerimizde gördük. Sabır ve fedakârlığın zirvesini onlardan öğrendik. Annelerimizin sütüyle beslendik. Annelerimiz kimi zaman gözyaşı ve dua ile, kimi zaman göz nuru ve alın teriyle bizleri bugünlere taşıdı. İlgi ve destekleriyle hayata tutunduk.
Hangi yaşta olursak olalım hayat yolculuğundaki en büyük sığınağımız ve dayanağımız annelerimizdir. Keder ve üzüntülerimizi annelerimizle paylaşarak hafiflettik. Sevinçlerimizi onlarla paylaşarak daha anlamlı kıldık. En güvenilir sırdaşımız oldu annelerimiz. Bizi satmayan en sağlam dostlarımız... "Ana başa taç imiş/Her derde ilaç imiş/Bir evlat pir olsa da/Anaya muhtaç imiş” dediği gibi şairin, annelerimiz başlarımızın tacı, dertlerimizin ilacı, gönüllerimizin sultanıdır. Her türlü olumsuzluklara karşı kendi hayatını bile tehlikeye atarak çocuklarını himaye eden ve koruyan yegane varlıktır anneler.
Anne sevgisi, sevgilerin en güzelidir. Anne bağlılığın, fedakârlığın, cömertliğin, karşılık beklemeden vermenin ve sevmenin sembolüdür. Hz. Peygamberin ifadesiyle anneler, ayakları altına cennet serilen tek varlıktır. Cennete giden yol annelerin rızasına bağlıdır. Cennete giden yol onları mutlu etmekten geçmektedir. Anne kucağı, adeta cennet bucağıdır.
Anneler mübarektir. Anneler muhteremdir. Bizi dokuz ay karnında taşıyan, doğuran, besleyip büyüten, alışılmış bir ifadeyle değil gerçekten bizim için binbir çileye katlanan, gözünü kırpmadan bizim için ne gerekiyorsa yapan, bizi bir ömür yüreklerinde taşıyan, daima bizi düşünen ulu çınarlardır.
Çocuklarımızı en güzel şekilde yetiştirmeye çalışırken annelerimizi ihmal etmeyelim. Onların gönüllerini yapmanın, hayır dualarını almanın gayretinde olalım. Tatlı dilimizi ve güler yüzümüzü, sevgi, saygı ve hoşgörümüzü asla esirgemeyelim. Yaşlılık günlerinde onları yalnızlığın ve terkedilmişliğin acısıyla başbaşa bırakmayalım. Aramızdan ayrılmışlarsa onları daima hayırla, rahmet ve şükranla yad edelim.
Vefatının 102. yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi, büyük Türk kadını Zübeyde Annemizi şükran ve rahmetle analım.
Ata’mızın Karşıyakamıza emaneti, Türk milletinin annesi, Büyük önder Atatürk ile "Bir anne tüm dünyayı değiştirebilir" sözünün eşsiz timsali Zübeyde Annemizi ve "Haydi oğlum git, ya gazi ol ya şehit" diyerek biricik evladını cepheye gönderen aziz şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin annelerini, vefat etmiş tüm annelerimizi rahmet ve şükranla anıyoruz. Ruhları şad olsun. Makamları âli, mekanları cennet olsun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!