Ne yazık ki en çok istismar edilen değerlerimizden biri de dindir. Tarih boyunca birçok kötü niyetli kişi ve grup, dinin insanlar üzerindeki etkisinden faydalanarak çeşitli kazançlar elde etmeyi denemiş, din tüccarlığı yapmaktan çekinmemiş, dini kendi kirli emellerine alet ederek insanların saf ve temiz duygularını suistimal etmişlerdir.
İstismar, bir kişinin iyi niyetini kötüye kullanarak ondan faydalanmak, sömürmek demektir. Din istismarı ise, din sömürüsü yapmak, kendi menfaatleri için dini kullanmak, dine dair kavramlar ve değerler yoluyla insanları aldatarak maddi ve manevi çıkar ve güç elde etmek demektir. Aldatmanın her çeşidi çirkindir ve günahtır. Dini öğretilerimiz her türlü aldatmayı yasaklamış, “Dini dünya işlerine alet eden insan ne kötüdür!” buyuran Hz. Peygamber; "Bizi aldatan bizden değildir” sözüyle her türlü aldatmaya karşı tavır ve tepkisini açıkça ortaya koymuştur. Verdiği zarar açısından telafisi en zor aldatma hiç şüphesiz ki Yüce Allah ile aldatmadır, Hz. Peygamber ile aldatmadır, din ile aldatmadır. Din kisvesine bürünerek insanlara kötülük yapmak, dinin muazzez değerlerini istismar ederek insanları aldatmak en büyük bozgunculuktur.
Tarihimiz maalesef Allah ile aldatmanın, din istismarının yol açtığı nice acı örneklerle doludur. Çok değil bundan dokuz sene önce, 2016 yılının 15 Temmuz gecesi Fetö Terör Örgütü tarafından ülkemizde gerçekleştirilmek istenen hain darbe girişiminde istiklal ve istikbalimiz, insan hakları ve demokrasimiz, Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz hedef alınmış, devletimiz işgale kalkışılmıştı. Bu hain darbe teşebbüsü de Allah ve din ile aldatmanın bir sonucuydu. 15 Temmuz gecesi geleceğimizi esarete sürüklemeye çalışanlar, bunu din kisvesine bürünerek yapmıştı. 15 Temmuz hain darbe girişimi milletimizce bertaraf edilirken, tüm dünya din istismarının karanlık çehresiyle yüzleşmişti.
Din istismarları tarih boyunca var olmuş ve maalesef de var olmaya devam edecektir. Dolayısıyla kirli emelleri uğruna dinimizi istismar edenlere karşı daima duyarlı, dikkatli ve uyanık olalım. Dinimizi sahih kaynaklarından, hurafelerden uzak doğru bir şekilde iyi niyetli ve güvenilir ellerden öğrenelim. Din adına konuştuğunu iddia edenlerin her sözüne, körü körüne itibar etmeyelim. Aklımızı, fikrimizi, irademizi, vicdanımızı sorgulamaksızın başkalarına kesinlikle teslim etmeyelim. Günahsız, hatasız ve masum oldukları yalanıyla kendilerini hakikatin yegane temsilcisi gibi göstermeye çalışanlara, bizi Allah'a kulluk yerine kendine kul ve köle olmaya davet edenlere zerre kadar itibar etmeyelim. Çocuklarımızın sahih dini bilgiyi, doğru yöntem ve metotlarla uzman kişilerden almasına özen gösterelim. Onları kime emanet ettiğimize, din adına ne öğrendiklerine dikkat edelim. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirelim.
Demokrasi ve Milli Birlik Günü vesilesiyle 15 Temmuz şehitlerini, Pençe-Kilit Harekât bölgesinde şehit olan Mehmetçiklerimizi, geçmişten günümüze vatanımız ve bayrağımız için canlarını feda eden tüm şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi, Cumhuriyetimizin banisi büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet ve şükranla yad ederken, devletimizin payidar, milletimizin bahtiyar olmasını diliyor, yazımızı Atatürk’ün şu sözleriyle tamamlıyorum; “Softa sınıfının din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi çıkar sağlayanlar iğrenç kimselerdir. İşte biz bu duruma muhalifiz ve buna izin vermiyoruz. Bu gibi din ticareti yapanlar saf ve masum halkımızı aldatmışlardır. Bizim ve sizlerin mücadele edeceğimiz ve ettiğimiz bu kimselerdir.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!