ANA SAYFA > Yazarlar > Araştırmacı Bedri Cumhur Doğu > Çitlembik ağacı ve Agora

Çitlembik ağacı ve Agora

Araştırmacı Bedri CumhurDoğu
Sosyal Medya :
14 Ocak 2022, Cuma 00:39
1052 kez okundu

İzmir kent tarihi ile ilgili zaman içerisinde çeşitli araştırmalar yapılmış ve halen kent tarihi ile ilgili gün yüzüne çıkarılmaya devam eden çalışmalar mevcuttur.

Bu çalışmalar içinde İzmir kent tarihimizin en önemli keşiflerinden birisi de İzmir Kazıları ve Agora olarak belirtebiliriz. Bu kazılar halen Doç.Dr.Akın Ersoy hocanın kıymetli başkanlığında devam ettiğini de ilave edelim.

Bu hafta başında Dokuz Eylül Gazetesi yazarlarından, İzmir kent tarihçisi İlhan Pınar hocamızın 1930 Sel Felaketi ve Agora isimli makalesini okudum. 24 Ekim 1930 tarihinde İzmir’de çok büyük bir sel afeti yaşandığı ve bu felaketin sonrasında Namazgah’ta bir çitlembik ağacının yıkıldığı ve Agora’nın bu ağacın altında ortaya çıktığını aktarmış.

Tabi İzmir araştırmacı ve tarihçilerinin bir kısmı bu konuya şüphe ile yaklaşmakta olduğunu ekleyelim. Elde bu konu ile ilgili veri, bilgi, gazete haberi veya kaynak yok desek yeridir.

Bende naçizane bu konu ile ilgili teknik anlamda çok fazla detaya sahip olmasam da, basın taramalarım sırasında bulduğum ve önemli olduğunu anladığım çeşitli kaynakları arşivime almıştım. Bu çitlembik ağacı konusuna değinelim istedim.

NEDİR BU ÇİTLEMBİK AĞACI EFSANESİ ?

1 Aralık 1935 tarihli Yeni Asır gazetesinde İzmir Müze Müdürü Kantarağasızade Selahattin bey, bu ağaç konusu ile ilgili, Tokdil imzalı makalede durumu şöyle aktarıyor:

Basmahane’de yokuş başının en tümsek sırtından aşağı doğru müze müdürü ile inerken müdür şöyle bir durdu:

  • Şu tümsek dedi altındaki atik asardan(tarihi eserden) ileri gelme gayrı tabii(doğal olmayan) bir tümsektir.

Yürüdük, Hatuniye parkı önünde tekrar durduk.

  • Şu ağacı görüyor musun, işte bunun altında dükkanlar vardır. Ağacın köklerinden bu dükkanlara tıptıp mütemadiyen(devamlı) su damlar. Buraya yokuş başındaki bir evden girilir. Sana bir şey söyleyeyim mi Tokdil! İzmir’in dört agorası vardı.

Okuduğumuz üzere, Agora’da ağaç veya ağaçlar devrilmemiş ve 1935 yılında hala yerinde! Hatta köklerinden Agora’nın üzerinde ve dükkanlarına bu köklerden su damladığı da aktarılmış.

Gelelim Agora ve Yeni Smyrna kazılarına…

8 Ekim 1932 tarihli Milliyet gazetesinde tespit ettiğim bir haberde, Müze Müdürü Selahattin Kantaroğlu ile yapılan mülakatta önemli ve tarihi bilgiler veriliyor.

Bu bilgiler içerisinde bizi ilgilendiren kısım, Yeni İzmir kazıları sırasında sadece stadyum ve tiyatronun bilindiği fakat bunların da harap bir halde olduğu aktarılıyor. Günümüzde Agora olarak bildiğimiz alanda bulunan binalardan dolayı burada eski tabirde “hafriyat” yeni tabirde “kazı” yapma olanağı bırakmadığı aktarılıyor. Kalan kısmı Selahattin bey’in demecinden okuyalım:

Bu sebeplerden dolayı İzmir’de hafriyat(kazı) yapılamıyordu. Acaba bir şey var mı yok mu diye burasına bakmakta binalar sebebi ile mümkün değildi.

Meğerse eski İzmir, yeni İzmir’in altında yaşıyormuş da kimsenin haberi yokmuş!

Yani eski, yeni bütün müverrihleri(tarihçileri), arkeologları, âlim ve seyyahları işgal eden bu İzmir muammasının düğümünü çözmek, 1932 senesi Nisan’ında İzmir ve havalisi(çevresi) Âsar-ı Atika Muhibleri Cemiyeti reisi İzmir valisi Kazım Paşa ile İzmir Âsar-ı Atika Müzesi müdürü ve mezkur cemiyet idaresi azasından ve umumi katibi Ömer Selahattin bey’e nasip olmuştur.

Bu gazete kaynağında belirtildiği üzere 1932 Nisan ayında burasının resmen tespiti yapılıp, ilgili  kurumlara aktarıldığı ve resmi bir kazı halini aldığını anlayabiliyoruz.

Ancak yazının devamı daha da enteresan, ilgili yazıda şöyle deniliyor:

Fakat bu birden bire olmuş zannedilmesin. Selahattin bey İzmir müzesine müdür ve cemiyete âza olduğu 1926 senesinden 1932 senesine kadar tamamı yedi sene çalışılmış, İzmir’e dair eski yeni ne kadar kitap ve eser buldu ise okumuş, kendisi zaten İzmirli olduğundan şehri iyi bildiği için nerelerde neler bulunduğunu, nereden ve nasıl başlamak lazım geldiğini aramış, tetkikat yapmıştır. Bu gayretler neticesinde definenin ucu nihayet Namazgah mevkiinde mahalleler ortasındaki büyük mezarda bulunmuş ve derhal sondaja başlanmıştır.

Fakat ileride bir mahcubiyet hasıl olmamak için her şey bu yedi sene zarfında ve bahusus(özellikle) sondaj bidayetinde(başlangıcında) gizli tutuluyordu.

Evet, ilgili gazetede çok önemli bir tarihi bilgi verilerek Selahattin Kantarağasızade bey’in İzmir müzesinde müdür olduğu 1926 yılında kazılara başlandığı ve 7 sene boyunca gizli tutulup, 1932 Nisan ayında kamuoyuna burasının bir Agora olduğu resmen duyurulmuştur.

Yazının devamında ise İzmir Valisi Kazım Paşa ve İzmir Belediyesi’nin bu kazılara maddi yardımda bulunduğu aktarılmış.

İlgili yazıda “burası nedir?” diye sorulmuş, eski ve yeni alim ve arkeologlardan alıntılar yaparak burası hakkında tüm fikirleri ve tezleri aktarılmış.

İkonomos(1814) İzmir Metropoliti olduğundandır ki kadim Aya Yani kilisesi deyip geçmiş.

Şexier(Texier) “1835” (Kadim büyük Agora “Çarşı” olması muhtemeldir) demiş,

Storari “1855” (Kale, saray veyahut emniyet-i ammeye mahsus bir mahal) fikrinde bulunmuş.

İzmirli B.Slaars “1867” kadim Strabon’a istinatla (eski İzmir’in yukarı ve aşağı mahallelerinde mevcudiyeti eski müverrihler tarafından zikredilen muazzam, mürabba Fortique “revak”lardan olması muhtemeldir) mütealasını yürütmüş.

Chandler, Tournefort “1712” ve diğerleri bir şey söyleyememişler. Eskilerin bu birbirlerine zıt fikirlerinin hepsi bize tahminden başka bir şey değildi.

Selahattin bey’in aktardığı fikirlerden en önemlisi; günümüzde Agora olduğunu bildiğimiz bu alanı, 1835 yılında tahmin ve tespit eden Arkeolog Texier.

Charles Texier (1802, Versay - 1871, Paris) Fransız mimar, arkeolog ve gezgin, ilki 1833 ve ikincisi 1843 yılında olmak üzere Anadolu'da yıllarca süren seyahat ve incelemeleri sırasında Türkiye'nin çok büyük bir kısmını baştan başa gezip dolaşmış, kazılar yapmış, araştırmalarda bulunmuş ve bütün bu çalışmalarının sonuçlarını yayınlamıştır. Bizim için çok önemli sayılan Küçük Asya; Coğrafyası, Tarihi ve Arkeolojisi(1862-Paris) isimli eserinde, İzmir ile ilgili kısmında ilk kez Agora olabileceğini şu şekilde aktarmıştır:

“Tiyatrodan biraz daha aşağıda, Yahudi mahallesinin sınırında boş bir alan, bir mezarlık ve büyük ağaçlarla dikilmiş olduğu gözükür. Bu alanın her yerinde dört köşeli sütunlar ve duvarlar iki veya üç kare ve kapatılmış sütunlar hala gözüküyor. Büyük ihtimalle bu antik bir agoranın kalıntılarıdır. Onu çevreleyen dörtgen portiko. Sütunlar mermerden gedik kırmızı ve beyaz çizgili.”

Texier’in bu keşfi yaklaşık 100 yıl sonra 1932 yılında Selahattin bey ve İzmir müzesi tarafından kanıtlanmış ve ilgili kazı 1941 yılında tamamlanmıştır.

İlerleyen araştırmalarda, Namazgah ve çevresinde bulunan kazılarda ortaya çıkan tarihi eserlerin, dönemin İzmir müzesi ekipleri tarafından değerlendirmeleri ve enteresan tezlerini/bilgileri aktaracağım.


PAYLAŞ

Yazara Ait Diğer Makaleler

15.03.2024 Muharrem Candaş ve Fazlı Arınç Türk Güreşinin Efsane Karşıyakalıları

08.03.2024 Cumhuriyet Dönemi Su Sporları Gururumuz Alparslan, Rasim ve Muhiddin

24.02.2024 Atatürk’ün İzlediği İlk ve Tek Tenis Müsabakası

14.02.2024 Bülent Zeren Unutulmadı / Karşıyakalı Petriçe

25.01.2024 Samim Kocagöz’den Spor Psikolojisi / Suat Gürbüzer ve Bülent Öztosun

12.01.2024 Queen's Park Rangers İzmir'de

29.12.2023 Milli Müdafilerimizden Lap Lap Lütfi

14.12.2023 Cumhuriyetin Muhafızı Karşıyaka / Türkiye Şampiyonu Muhafızgücü İzmir’de

30.11.2023 Atletizm'de Türkiye Şampiyonu: İbrahim Bey

09.11.2023 Kaf Sin Kaf'tan İsmet Paşa'ya Yıldırım İşaretli Telgraf / Bölüm 3

27.10.2023 Kaf Sin Kaf'tan İsmet Paşa'ya Yıldırım İşaretli Telgraf / Bölüm 2

14.10.2023 Kaf Sin Kaf'tan İsmet Paşa'ya Yıldırım İşaretli Telgraf / Bölüm 1

29.09.2023 İstanbulspor İzmir'de

10.09.2023 Bir Efsanenin Ardından: Mustafa Baykara (Bir Baba Hindi)

29.08.2023 Karşıyakamızın İlk Yönetim Kurulu - Son Yönetim Kurulu

14.08.2023 İstanbul'un yüz yıllık hegemonyası! / Refik Osman Top'un ziyaretleri

31.07.2023 Dostluk ve Barış Maçları / Denizciliği Tesis Eden Karşıyakalı: Rifat Bey

16.07.2023 Kaf Sin Kaf’ın Ping Pong Maçı – İlk Hakemlerimiz

27.06.2023 Spor tarihimizde yarım kalan Darüşşafaka maçı -1925

15.06.2023 Bisiklet tarihi / Bucalıların misafirperverliği

18.05.2023 Türkiye Yelken Şampiyonu: Karşıyaka

15.05.2023 Denizciliğin Başkenti: Karşıyaka

23.04.2023 Bilinmeyenle karşılaşmak

15.03.2023 Geçmişe Yolculuk / FB İlk Yurtiçi Seyahatinde Karşıyaka Belediyesi Ziyafet Listesi

24.02.2023 Anadolu’dan Göğe Selam Olsun

31.01.2023 146 Yıldır Spor Sahnesinde Rum Kulüpleri – Ermis/Pera/Beyoğlu

19.12.2022 Bugün 19.12, Dünya Karşıyakalılar Günü

10.11.2022 9 Eylül Kupası'nı Kaf Sin Kaf kazandı

29.10.2022 KAF SİN KAF’ın malül gazisi: Mustafa Cemal Ahmed Umar

09.09.2022 9 Eylül Kutlu Olsun!

30.08.2022 Zafer ve Tayyare Bayramı & Şehid Tayyareci Binbaşı Fazıl Bey

09.07.2022 Ay-Yıldız Meselesi & İsmet Paşa’nın Karşıyaka Spor Kulübü Ziyareti

31.05.2022 Yasaklar ve Kaf Sin Kaf!

19.05.2022 Donanmamızın Şanlı Kruvazörü: Hamidiye; Karşıyaka’ya Hoş Geldiniz

24.04.2022 Zorlu Yolculuk: Midilli – Bölüm 3

09.03.2022 Zorlu Yolculuk: Midilli – Bölüm 2

14.02.2022 Zorlu Yolculuk: Midilli

01.02.2022 İzmir Dayanışmanın Şehri

10.01.2022 Bornova'nın ilk Türk kulübü: Bornova Gençler Birliği / KSK Bornova Lokali-1933 / Yamanlar Spor -1937

19.12.2021 Bornova Karşıyakalıdır!

12.11.2021 Kaf Sin Kaf Bisikletçileri

01.11.2021 1 Kasım 1912 - 1 Kasım 2021 Biz Karşıyakalıyız!

13.10.2021 Gazi Paşa’mız Karşıyaka’da – Atatürk’ün Adımlarıyla Karşıyaka

06.09.2021 Yavuz geliyor, Yavuz

22.08.2021 Körfezin ayırdığı biraderler… Karşıyaka Göztepe tarihteki ilk maç

26.07.2021 Konuşan Karşıyaka fotoğrafları - Karesi Mıntıkası Şampiyonu İzmir'de

17.06.2021 KSK tarihinde Macaristan dostluğu ve rekabeti

19.05.2021 İzmir'in ilk deniz müsabakaları-1924

16.04.2021 Karşıyaka İdman Ocağı - Karşıyaka'nın gençleri

07.03.2021 İzmir'in rengi: İtalyan Garibaldi/Spor Alemi Kupası Karşıyaka'nın

13.02.2021 Ay-Yıldızlı şanlı armamızı yurt dışında ilk kez dalgalandıran Karşıyakalı…

13.01.2021 Karşıyaka-Vefa-Altınordu-Muhtelit

19.12.2020 Dünya Karşıyakalılar Günü ve Karşıyaka’nın Konuşan Fotoğrafları:


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

Köşe Yazarları

Anket

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?