ANA SAYFA > Yazarlar > Atila İnce > Dostoyevski’nin “Kumarbaz” Romanı

Dostoyevski’nin “Kumarbaz” Romanı

Atilaİnce
Sosyal Medya :
11 Şubat 2021, Perşembe 15:31
4121 kez okundu

Kumarbaz romanını, bundan 30 yıl önce okumuştum. İnsanı ve toplumu tanımam konusunda düşünsel bir katkı sağlamıştı. Dost söyleşilerinde kumarbaz romanından bahseder, özünü ve öğrendiklerimi paylaşırdım.

Her yaşın farklı bir güzelliği vardır düşüncesinden yola çıkarak; her romanın farklı yaşta tadı, zevki ve bize öğrettikleri vardır diyerek, romanı bir kez daha okudum (10 Şubat). Yıllar önce okuduğum roman ile şimdi okuduğum roman arasında bayağı bir fark oluştu. Ama aslında özü ve anafikri aynı kalmakla birlikte, romanın teması, kurgusu, insan ilişkileri, toplumsal ilişkileri bakımından roman kafamda daha farklı oturdu. Adeta yıllar sonra, ayrıldığım bir dost ile yeniden buluşmuş gibi oldum. Sani eski günleri yad ettik, uzunca sohbet etmiş gibi oldum.

Romana gelince; kısaca özünü kaybetmeden özet, hatta romanın ana temasını yazmaya çalışacağım, biraz uzun olmuş olabilir, ancak koskoca iki yüz sayfalık romanı, bir yazılık alana sığdırmaya çalışacağım. Sevgili okurlar, yazının uzun olmasından dolayı sizlerin engin hoşgörünüze sığınacağım, bağışlayın öyle kısa yazmak kolay olmuyor.

Rusya’da yaşayan zengin ve büyük bir miras sahip olan yaşlı kadının evlatlığı General, Fransa’nın Ruletenburg şehrinde otele yerleşmiştir. General, uzun yıllar orduda albay rütbesi ile hizmet etmiş, General olur olmaz emekli olmuştur. General; çocukları, dostları (Baron ve Barones), gönül ilişkisi içinde olduğu Matmazel Blanche, çocuklarının kadın eğitmeni (Uçitel) Polina Aleksandrovna (aynı zamanda General’in evlatlığı), di-Grieux, Bay Astley ve çocuklarının bakıcısı Aleksey İvanoviç ile birlikte otel odasında kendilerine ayrılmış özel dairelerde yaşarlar.

General, büyük paralar içinde gösterişli bir yaşam sürer. Hayatı har vurup harman savurmuştur. Ancak, parası bitmiştir, evlatlığı olduğu yaşlı kadının ölüm haberini bekler. Büyük bir mirasa konmak ister. Hayatının kalan kısmını mirastan kalan paralarla sürdürmek ister. Yaşlı kadının ölüm haberini sabırsızlıkla bekler. Bu arada yaşlı kadına, General’in parayı bitirdiği ve kumara düşkünlüğü haberi telgraf yoluyla bildirilir.

Polina, çocuklara eğitmenlik yapan, uzun boylu, az ve öz konuşan, etrafındaki insanlarla çok fazla diyaloğu olmayan birisidir. Bir kaç kez Aleksey İvanoviç’in bakışlarının farkına varıp gözlerini geri çektiği olmuştur. İvanoviç ise, uşaklık ettiği aileye karşı çok saygılıdır. Çocukları parka götürür, işini ve görevini aksatmaz. Bu arada, Polina’nın duruşuna, bakışına, ince uzun boyuna, sarıdan mora dönüşen saçlarına vurulur. Polina’ya olan aşkı, içinde bir deprem etkisi yaratarak başlamıştır. Polina ile aynı ortama gelince, yüzündeki ifadesinden ve bakışlarından belli eder. Polina, İvanoviç’in yüreğine aşk tohumları serpmiştir, ama Polina bunu bilemez.

İvanoviç, General’in kumar oynadığını bilir. Merakını gidermek için, kumarhaneye gider, oyunları ve oyuncuları izler. Polina bunu öğrenince, İvanoviç’e kumar oynaması için para teklif eder. İvanoviç kabul etmez, Polina ise benim paraya ihtiyacım var, oyna, kazandığın paraları paylaşırız der. İvanoviç, Polina’ya karşı zaafiyeti vardır. Parayı aldığı gibi kumar oynamaya koşar. Kumarhanede rulet masasında kazandığı paranın hepsini Polina’ya verir. Polina kabul etmez, bana sadece anaparayı ver, zevkini gidermen beni çok mutlu etti, der.

Polina, otelde birlikte zaman geçirdikleri Baron ve Barones’ten hoşlanmaz. İvanoviç bunu fark etmiştir. Baron ve Barones’in otelin bahçesinde gezindiğini görür. Polina’ya kendini kabul ettirmek ve ona jest olsun diye, Baron ve Barones’in önüne geçerek yüksek sesle onlara selam verir, ancak bu bir kabalık olarak algılanır.

Polina’nın aşkı için yapmıştır, gözüne girmek için yapmıştır. Polina ile merdivende karşılaşır, nasıl, duydun mu? Baron ve Barones’e yaptıkları mı? Polina’dan tebrik ve takdir beklemektedir. Polina ise hiç oralı olmaz, başına gelecekleri düşün, bundan sonrası senin için çok zor, der. Oysa İvanoviç bunu Polina için yapmıştır, ancak Polina bu davranışı önemsemez.

General, İvanoviç’i odasına davet eder. Bu yaptığın kabalıktır, bunu bir uşak olarak nasıl yaparsın, özür dilemelisin, der. Bağırış çağırışlar arasında, özür dilemek istemediğini belirtir. İvanoviç, işten ayrılmak istediğini bildirir. General’de kabul eder ve muhasebeye emir verir, hesabının kesilmesini ister.

İvanoviç, odasına çıkar, kapıdan içeriye di-Grieux girer, İvanoviç, bu yaptığın hiç iyi bir hareket değildir. General çok üzgündür, özür dilersen, tekrar eskiye dönebiliriz. Biraz sakin ol, bu davranışınla General’in itibarını sarstın, der. İvanoviç asla kabul etmez. Otelden ayrılmak istediğini, belirtir. İkna olmak istemez. Bu esnada di-Grieux cebinden bir mektup çıkarır,

Polina’nın el yazmasıyla, mektup şöyledir; “İvanoviç, bu işi çok uzatma, belli ki çok kızmışsınız. Burada özel bir durum var, bunu şimdi açıklayamam. Bu ısrarından vazgeç. Benim için gereklisiniz. Sizden beni dinlemenizi rica ediyorum” Polina.

Bu satırları okuyan İvanoviç, birden çark eder. Yüreğinde bir hoşluk, yüzünde sevgiler ve yüreğinde mutluluklar oluşur. Di-Grieux tamam uzatmayacağım, konu kapanmıştır. General kusuruma bakmasın, der.

İvanoviç, odadan çıkarken, aşağılarda sesler duyar, iner aşağıya bakar ki tekerlekli sandalye ve etrafında insanlar vardır. Aklından birden şöyle geçirir. Bu acaba General’in evlatlığı olduğu yaşlı kadın olmasın. Yanına yaklaşır, Evet evet, tam da o kendisidir. Yaşlı kadının etrafına herkes toplanmıştır. Yaşlı kadın, General’e hiç yüz vermez, “Sen benim ölümü bekledin. Mirasa konacaktın, sana miras bırakmayacağım, duydum, sen buralarda kumar oynuyormuşsun, benim mirası mı kumardan kaybetmene izin vermeyeceğim, benim başımda Polina ve İvanoviç kalsın, sizler ayrılın” Otelde yeri ayrılmıştır, General bu tavırdan hiç hoşlanmaz. Yaşlı kadın, Polina’ya benim güzel kızım sen neler yapıyorsun diye sorular sorar. İvanoviç’e döner beni kumar oynanan Gar’a (kumar oynana yer) götür, bakalım bu kumar illeti neymiş bende göreyim der.

İvanoviç, yaşlı kadını Gar’a götürür, oyun izler, herkes yaşlı kadının bu kumarhanede ne aradığı sorar. Cebinden bir tomar para çıkarır, İvanoviç’e verir. Dönen kumar çarkının zero bölgesine yatırmasını ister. Bir daha, bir daha yatırır, büyük para kazanır. Aslında zero, onaltıda bir gelirken üst üste gelir. O gece sabaha kadar kumar oynar yaşlı kadın, büyük para kaybeder. Sabah olunca, İvanoviç’ten yanında getirdiği, senetleri bankadan kırdırmasını ister. Senetler yüzdelik oranına göre kırdırılır ve senet paraya çevrilir. Yaşlı kadın kaybettikçe kaybeder. İvanoviç, artık yaşlı kadınla birlikte kumarhaneye gitmek istemez. General, yaşlı annesini polise bildirmek ister. Yaşlı kadının kumar tutkusu devam eder. Kendisini Gar’a götürmek için başka birilerini bulur, onlar yaşlı kadını Gar’a götürür. Ancak bu kişiler yaşlı kadının parasını çalarlar, kazandığının yarısını alırlar. Kazansa da kaybeder, kaybetse de, kaybeder. Yaşlı kadın, İvanoviç çok dürüst, adaletli ve merhametli biriydi. Asla parama göz koymadı, der. Yanına çağırır, İvanoviç’i kutlar, hep böyle olmasını ister. Artık Paris’ten ayrılmak istediğini belirtir. General’e miras bırakmak istemez, mirası kumarda kaybetmek ister. Ancak, Rusya’da iki köyü ve üç evi daha vardır.

İvanoviç, Polina’yla uzun zamandır yüz yüze görüşememiştir, acaba kendisine olan sevgisi ve aşkı kaybolmaya yüz mü tutmuştur. Polina’yla iletişime geçmek ve ona olan sevgisini belirtmek için bir mektup yazar; “Polina artık buradan ayrılacağım, ama seni unutmak istemem. Benim sizin hayatınıza gerçekten ihtiyacınız var mı? Eğer ben size gerekli isem, emrinizi bekliyorum, şu anda buradayım, odamdayım, ya mektup yazın ya da beni odanıza davet edin” der. Mektubu otelin görevlilerine verir. Kısa bir süre sonra görevliyi görür, “Polina, mektubu aldı ve size teşekkür etti” der. İvanoviç, mektubun açılıp açılmadığını bilmediği halde bile bu sözden çok mutlu olmuştur. O gün otelin bahçesinde zaman geçirmiştir. Ayrılık hazırlıkları yapma düşüncesindedir.

Odasına çekilir, haber bekler ve yaşadıklarıyla baş başa kalır. Birden kapı açılır içeriye General girer. General ağlamaklı bir sesle İvanoviç’e yalvarır; “Ne olur kurtarın beni, yalvarıyorum sana İvanoviç, Matmazel Blanche’nin yanına git ve ona yalvar bir yere gitmesin. Benimle evlensin, ne olur bana yardımcı ol” İvanoviç, General’e derki; “General, Matmazel Blanche, beni dinleyecek bir kadın değil, o beni beğenmez bile, beni adam yerine bile koymamıştır”  

İvanoviç, odasına döndüğünde, loş ışığı yaktığında sandalyede oturan bir insan silüetini görür. Yanına yaklaşır, Polina sandalyede oturmaktadır. Şaşkına döner. Söyle Polina neden buradasın, der. Aslından mutluluktan uçar, oysa çok sevdiği yoluna yapmadığını bırakmadığı Polina odasında onu beklemektedir. İvanoviç’i çok sevdiğini, sevgisini belli etmek için gelmiştir. İvanoviç, söyle Polina, ne derdin ve ne sıkıntın var? Senin için yapmayacağım yoktur, der. Polina, yo hayır ben öylesine geldim, canım biraz sıkkın der. Şu di-Grieux var ya elli bin frank bana fatura çıkarmış, senet aldı benden onu istiyor. İşte mektubu der, mektubu ortaya fırlatır. İvanoviç, Polina, bekle beni bir saat izin ver geliyorum der ve odadan çıkar. Kumarhaneye gider cebindeki parasıyla kumar oynar, yüz yetmiş beş bin frank kazanır. Kumarhaneden çıkar, içerideki haydutlar İvanoviç’i takip ederler. İvanoviç, parayı kaptırmadan, koşarak, otelin yoluna koyulur, bu arada Polina’yı düşünür. Şimdi ne yapıyordur ki, söz verdiği gibi odada mıdır? Bekle beni Polina, geliyorum. İvanoviç odadan içeri girer. Polina bıraktığı yerde, sandalyede oturmaktadır, cebinden parayı çıkarır. Al şu elli bin frankı di-Grieux’a ver, borcunu öde ve seneti al, der. Polina önce bir bakar, sonra gülümser, tebessüm eder, yüzünde bir hoşluk oluşur. İvanoviç, aşkına olan sorumluluğu, onun borcunu üstlenmekle yerine getirmiş olmanın huzuru ve mutluluğu içindedir. Bak ivanoviç, bu yaptığın di-Grieux’un beni borçlandırmasından daha kötü bir şeydir, ama sen çok cömertsin. De-Grieux’un metresi olan kadın elli bin frank etmez. İvanoviç, Polina nasıl konuşuyorsun, bu konuştukların ne demek, beni de-Grieux’lamı karşılaştırıyorsun. Polina, hak etmediğim parayı almak istemem. Sonra bağırır, sesini yükseltir, İvanoviç, Polina’yı sakinleştirmeye çalışır. Polina ağlar, göz yaşlarını tutamaz, İvanoviç elini, ayağını öpmeye çalışır, dokunur ona, teselli eder. Polina, İvanoviç seni seviyorum bunu bilmelisin. Sana olan bağlılığım giderek artıyor. Sen çok iyi kalpli bir insansın. Sen yürekli bir insansın. Sen dürüst bir insanın. Peki şimdi bana elli bin frankı verecek misin? İvanoviç, Polina ne demek tabiki para senin, al senin olsun der ve uzatır. Polina, elli bin frankı alır ve İvanoviç’in yüzüne ok gibi fırlatır, paralar yüzünde saçılır. Bağırarak ve öfkelenerek, odadan ayrılır. İvanoviç, paraları yatağın altına gelişigüzel sokar ve neye uğradığına şaşırır.

İvanoviç’in çok parası vardır. Polina’nın borcunu ödemek için kazanmıştır. Polina’da onu terk etmiştir. Ama etrafta, bu paraya tamah edenler vardır. Matmazel Blanche, İvanoviç’e gelir, derki; İvanoviç, sen yakışıklı ve kalbi güzel bir erkeksin. Sende daha çok, yaşayacak yürekli hayat var, güzel paraların var. Bununla mutlu olursun, beni de bu mutluluğuna ortak et. Ne dersin birlikte Paris’e gidelim mi? Orada seni yaşatırım, kravatını bile ben bağlarım. Paranın tadını çıkarırız.” Vee Matmazel Blanche ile İvanoviç Paris’e giderler, kumardan kazanılan parayı, hayatın renkli tarafında yerler, içerler. Gününe gün ederler, İvanoviç, bu durumdan rahatsız olmaz ama mutlu da değildir. Matmazel, İvanoviç’i el üstünde tutar, hazır paranın tadını çıkarırlar. Para biter ve geriye İvanoviç’i borçlandırır bile.

Matmazel Blanche ile İvanoviç, Paris’e vardıktan sonra General’in de geldiği haberini alırlar. Ancak para bitmiştir, yaşam olağanlaşmıştır. Generel, Matmazel Blanche’yi, Paris’te bulur. General, aslında Matmazel Blanche ile İvanoviç birlikte Paris’e geldiğini duyar, İvanoviç’in Matmazel’e günlük işlerinde yardımcı olduğunu, işlerini takip ettiğini bilir. Matmazel Blanche ile General arasında var olan gönül ilişkisi daha da bir korlanır, alevlenir. Hatta her ikisi de birbirleriyle nişanlı olduklarını bilirler ve öyle bir hisle yaşarlar. Sonunda, General Paris’te Matmazel Blanche ile nikah kıyar. 

İvanoviç otelden ayrılmıştır, başka şehirlere gitmiştir. Burada hayatını kazanmaya çalışmıştır. Yine kumar oynar. Sağa sola borç takınır. Ödeyemediği bir borç yüzünden hapis bile yatar. Hapis cezası daha bitmeden salıverirler. Görevlilere sorar beni neden salıverdiniz, görevli de der ki, hapis cezasının kalan süreyi birileri senin adına kefalet olarak ödedi der, ama kim olduğunu söylemez. Bir ailenin yanına uşak olarak girer hayatını kazanmaya başlar. Ancak bu işten çok memnun kalmaz. Oradan ayrılır ve Hamburg’a gider.

Bir gün parkta dolaşırken Bay Astley’i görür. Eski dostlar, bir araya gelmiştir. Uzun uzun muhabbet ederler, İvanoviç başından geçenleri anlatır, tabi kimsenin bileceğini düşünmez, ancak Bay Astley her şeyden haberi varmış gibi dinler. Bir an durur, Bay Astley, siz bunları biliyor musunuz yoksa der, Astley de evet anlattıklarının hepsini biliyorum, hatta sen, cezanı tam çekmeden dışarıya çıktın. Yoksa kefalet parasını ödeyen misin der, hayır değilim der.

Bay Astley’den Polina’nın nerede olduğunu sorar;  hapishane kefalet parasını Polina ödemiş olabilir mi der, Bay Astley; Hayır Polina değil, ama sana Polina hakkında bilgi vereyim; “Bir süreden beri hasta, hatta şimdi yine hasta. Bir süre İngiltere’de annemle kız kardeşimin yanında kaldı. Altı ay önce o çılgın yaşlı kadın öldü, mirasından Polina’ya yedi bin pound kaldı. Şu anda kız kardeşimin ailesiyle yolculukta. Polina’nın üvey babası General felç geçirdi, bir ay önce ölmüş. Matmazel Blanche, General’e iyi bakıyordu. Yaşlı kadından General’e intikal eden miras’ı da üzerine geçirdi. Polina, de-Grieux’un dış görünüşüne aldanmıştır. Ancak, sizi ondan daha çok sevmektedir. Biraz olsun gönlünü kaptırmış olabilir.” İvanoviç, kendisinin değersiz bir rulet kumarbazı olduğunu, hatta uşaklık bile yaptığını, Polina’nın bir polis örgütü üyesi olduğunu şimdi daha iyi anladım, der.

Bay Astley sözlerini şöyle sürdürür; “İvanoviç, ben buraya özellikle seninle görüşmek için geldim. Karşılaşmamız tesadüf değil. Şimdi itiraf edeyim, Polina seni çok seviyor. Siz kendinizi çok mahvettiniz. Yetenekli, yaratılıştan iyi insansınız. Adam kıtlığının olduğu yerde, siz topluma daha yararlı bir insan olabilirdiniz. Artık burada yaşayın, sizi asla suçlamıyorum. İçinde bulunduğun toplum seni bu hale getirdi. Rulet seni mahvetti. Ama rulet olmasaydı da içinde yaşadığın toplum, başka bir şey bulurdu, yine sen kendini mahvederdin. Şimdiye denk namusluydunuz, yaşlı kadının kumar oynarken parasına sahip çıktınız, asla hırsızlık etmediniz. Köleliği kabul ettiniz, ama hırsızlık yapmadınız. Sana on liu altın veriyorum, bunu harçlık edersin. Fazla vermeyeceğim, nasıl olsa kumara gidecek. Artık konuyu da kapatalım. Ben ayrılıyorum.” İvanoviç’in, teklifi üzerine kucaklaşarak ayrılırlar.

İvanoviç, tek başına kalmıştır. Yaşadıklarını bir film şeridi gibi geriye sarar. Artık bu kadar lafı sözü bırakıp harekete geçmek gerekir. Keşke, geçmiş zamana geri gidebilsem, yeniden canlanabilsem. Çevreme kendimi kanıtlasam, Polina, benim adam olacağımı bilse. İyi ama bu ne saflık, ben hala kendimi mahvolmuş bir adam olarak göremiyorum. Peki niçin yeniden dirilmiyorum. Bir kere sabırlı ve tedbirli davranmam yetecek. Yalnız bir kez, ama bir kez bir saatliğine karakterli bir insan olarak davransam, tüm yaşamım değişecek. Bütün her şey irademe bağlı. Bundan yedi ay önce rulet masasında varı mı yoğumu bıraktım, kapıdan dışarı çıktığımda, cebimin diplerine sıkışmış bir gülden geçti elime de, eh artık bugün için ekmek param çıktı demiştim. Sonra, yüz adım attım geriye döndüm, bu bir Gülden’e de kumar oynadım, kazanmıştım. Gurbet ellerde, tanıdık, eş ve dostlardan ayrı kalınca insan ne yapacağını bilemiyor, ekmek parasını bile kumara verebiliyor. Son bir gülden ile yüz yetmiş gülden kazanmıştım, son tek gülden’in bile insan için ne büyük değeri olabiliyor. Oysa, o gün moralimi bozup, cesaretimi toplayıp, geri dönmeseydim, kazanamayacaktım..!

Roman burada son bulur..!

Peki ben romandan ne anladım, bunu paylaşmak isterim;

İnsanların tutkuları vardır, bu tutkuları uğruna yapamayacağı yoktur. Yeter ki, o tutkunun yüceliğine ve büyüklüğüne inansın. İnsanın gözü başka şey görmüyor.

Hayat bir denge üzerine kurulur, istek ve arzularımızı beslemek, tatmin etmek uğruna kör hırslara ve habis hayata savrulmamak gerekir.

İnsanın özü ve ruhu iyi ise, kötülükler ve hatalar içine savrulmuş olsa bile karakterini koruyabiliyor. Karakter, daha çok başkalarıyla kurduğumuz tavır ve davranışlarımızın yüzüdür. 

İnsan değişken bir varlıktır, her an bir rüzgara kapılma eğilimindedir, ancak güçlü insanlar her rüzgara kendini kaptırmayabilir.

İnsanların ihtirasları vardır, bu ihtiraslarını doğru yönetebilmelidir. Eğer dizginlenmeyen ve yarar sağlamayan ihtiraslara kapılırsanız, savrulur gidersiniz.

Başkalarına yardım ederken, hak etmediği bir şeyi verirseniz, yüzünüzde patlar, kursağınızda kalır. Günümüzde bunun adı, “kıyakçılığın sonu ayakçılıktır” kıyakçılık yapıyorum derken, ayağa düşersiniz. (İvanoviç, Polina’nın borcunu ödemek için kumar oynuyor, borcunu ödemesi için elli bin frank veriyor, Polina, parayı yüzüne çarpıyor)

Maddi ve manevi olarak hak etmediğiniz ve emek vererek elde etmediğiniz hiçbir şey sizin değildir. Bir gün elinizden ve avucunuzdan savrulur gider.

İnsanlar tatlı hayat, damak tadı arayan geçici tatlar peşinde koşabilirler, ancak bu hiçbir zaman o kişiye yarar sağlamaz. Ne yaşayana yarar sağlar ne yarar sağlayanı geliştirir.

İnsanın, kişiliğinin ve karakterinin temeli biraz sarsıntılı ise, bu insanlar daima toplumun baskılarına ve toplumdan kendilerine dayatılan isteklere karşı gelemez. Toplumun beklentilerini, kendi beklentilerinden daha öncelikli tutar. Denge kuramaz.

İnsanın çevresi, yaşadığı ortam ve maruz kaldığı durumlar ne ise; eğer güçlü değilse çevrenin değer yargılarına kapılma eğilimi vardır. (İvanoviç, kumar oynanan yerde yaşamıştır, kendisi de kumar oynamıştır)

İnsanı öyle kutsallaştırıp, büyütüp, yüceltmeye gerek yok. İnsan hata yapabilir, birden kişiliğinin ve karakterinin öngörmediği yola sapabilir. (Matmazel Blanche, İvanoviç’i sevmediği ve hatta hoşlanmadığı halde, sırf parası için onunla iki hafta tatil yapmıştır, iki haftalık tatlı hayata tamah etmiştir.)

Geçmişin kazanımları, bizi geleceğe taşımaz, geçmiş orada kalmıştır. Şimdi ben ne yapabilirim, kendimi ve dünyayı nasıl değiştirebilirim. Asıl önemli olan ben varımı yoğumu ortaya koyarak üretmeliyim. (General’in hak etmediği, yaşlı kadının mirasına konmak ve mirasa tamah etmek istemesi, sonra ne oldu? Miras’ı yiyemeden ölüyor, karısı Matmazel’e kalıyor.)

İnsan bazen ihtiraslarına, korkularına, hırslarına yenik düşebiliyor. Aşırı ihtiras, gereksiz hırs, nedensiz korkular bizi muhteris hayata sürükler. Hata yaparız, yanlış yaparız, eksik yaparız, geriye gideriz… Hak etmediğiniz ihtirası ve hırsı yaşamamalıyız. (Yaşlı kadının gereksiz yere kumar tutkusu ve kaybedişi)

İnsan her şeyini kaybeder, kötülükler yapabilir, kendini mahveder, habis hayat yaşar; Ancak..! Asla ruhundaki ve yüreğindeki adaleti kaybetmemeli. Eğer karakterinizdeki ve kişiliğinizdeki adaleti kaybederseniz, her şeyinizi kaybedersiniz. Hayat size anlamlı kılınmaz, hayatı kerhen yaşarsınız. (İvanoviç, kumar oynamıştır, düzensiz hayat sürmüştür… Ancak hiç kimseye zarar vermemiştir, kimsenin hakkına dokunmamıştır. Yaşlı kadının kumar parasına el sürmemiştir, Polina’ya ruhen ve bedenen zarar vermemiştir, Matmazel Blanche’nin ihtirasına kendini kaptırmamıştır.) İvanoviç sonunda dimdik hayattadır ve ona yardıma gelen birileri vardır.

Her sorunun bir kolay çözümü vardır, her sorunun çözümünde bir fırsat vardır. Bunu iyi analiz ve tahlil etmek gerekir. (İvanoviç, Polina ile uzun süre görüşemiyor, tatlı sözlerle dolu güzel bir mektup gönderiyor ve Polina, odasına kendiliğinden geliyor. Aynı şekilde, İvanoviç, Baron ve Barones yüzünden sorun yaşıyor, Polina ona güzel bir mektup yazıyor, İvanoviç’i derinden etkiliyor.)

Dürüst olursanız; yere düşer, yıkılır, çarpılır, biri çarpar, ezilirsiniz… Ancak sonunda ayağa kalkarsınız. Hak ettiğinizi kaybetseniz de, seni arar bulur. (İvanoviç, dürüst olduğu için; düştü, kalktı yıkıldı, kovuldu, sevgilisi terk etti, parasını yediler, cezaevine girdi, parasız kaldı, ancak kendisi, aklı ve ruhu ile sapasağlam ayakta ve yaşıyor.)s

Hayata tutunmak için umudu kaybetmeyin. Kazanmak için inançlı olun, başarmak için kararlı olun, gereksiz yerde cesaretli olmayın, ama cesaretli olmanız gereken yerde cesaretli olun.

Son söz; Başkalarına adaletli olacağız; kendimiz içinde, umudumuzu yitirmeyeceğiz..!

Hepinize sevgi ve saygılarımla..!

 

 

 

 

 

 


PAYLAŞ

Yazara Ait Diğer Makaleler

22.02.2021 Dostoyevski’nin “Yeraltından Notlar” Romanı

05.02.2021 Fizyoterapist Eda Aslan’dan İnsanlık Dersi

01.02.2021 Tolstoy’un “Savaş ve Barış” Romanı

27.01.2021 Dostoyeviski’nin “Suç ve Ceza” Romanı

20.01.2021 Recep İvedik filmleri üzerine

14.01.2021 Travma paylaşımlarının ne yararı var?

08.01.2021 2020 Yılının Kahramanı Doktorlarımız Hemşirelerimiz ve Sağlık Çalışanlarımızdır

01.01.2021 Mutluluk

30.12.2020 Korku

26.12.2020 Üzüntü

21.12.2020 Kaygı

12.12.2020 Hurdacıdan çalar saat aldım

07.12.2020 Psikolojik sağlamlık

30.09.2020 30 Eylül Psikolojik Danışmanlar Günü kutlu olsun

25.09.2020 Neşet Ertaş’ı minnet ve saygıyla anıyoruz

20.09.2020 Çocukluğumuzdaki anılarımız yaşam kumbaramızdır

14.09.2020 İletişim Duygu Alışverişidir

08.09.2020 Taş’ın Hayatımızdaki Yeri

31.08.2020 Genç Kızlarımız Avrupa Şampiyonu

29.08.2020 Neden İyilik Ederiz..?

25.08.2020 Başkalarının Tesellisi Akılcı Olmalı

21.08.2020 İzmir’in Simgesi Hasanağa Bahçesi'ni Kirletmeyin

17.08.2020 Yüz Yüze Eğitimin Ertelenmesini Fırsata Dönüştürebiliriz

13.08.2020 Eğitim Fakültesi - 5

11.08.2020 Siyasal Bilgiler, İktisadi ve İdari Bilimler, İşletme ve İktisat Fakülteleri - 4

10.08.2020 Hukuk Fakültesi - 3

06.08.2020 Mühendislik ve Mimarlık Fakülteleri - 2

05.08.2020 Sağlık Alanında Eğitim Veren Bölümler - 1

30.07.2020 Meslek Seçimi Yaparken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

23.07.2020 Liseleri Tanıyalım ve Hangi Liseyi Tercih Etmeliyim?

17.07.2020 Liselere Tercih İşlemleri Nasıl Yapılacak?

10.07.2020 Z Kuşağını Anlamak

04.07.2020 Y Kuşağı ile Nasıl İletişim Kurmalıyız?

01.07.2020 Kuşaklar

26.06.2020 Coronavirüs Sonrası Toplumsal Değişim

23.06.2020 Üniversite Adaylarına ve Anne-Babalara Öneriler

21.06.2020 LGS ve YKS'nin Haziran ayında yapılması doğrudur

19.06.2020 Ergüven: Önümüzdeki sezon Sultanlar Ligini hedefliyoruz


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

Köşe Yazarları

Anket

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?