Özlenen derbi, özlenen skor

Tribünlerde özlenen görüntülerin olması, sahadaki mücadeleyi beklenildiği kadar etkileyemedi. İzmir yıllardır hasretini çektiği, özlediği derbisine güzel görüntüler arasında buruk bir futbolla kavuştu.

Derbiye iki takım da çok istekli ve odaklanmış şekilde başladı ama kırmızı kart pozisyonundan sonra her şey değişti. Maça Serkan Kurtuluş dışında alıştığımız kadrosuyla başlayan Karşıyaka’nın mücadele gücü, maçın ilk yarısında sezon başından beri hiç olmadığı kadar yüksekti. Özellikle maçın ilk 25 dakikasında Karşıyaka’nın oynadığı istekli oyun, rakip adına bunaltıcıydı. Birçok insan bu aralıkta Göztepe’nin kayda değer atakları olduğu için sarı kırmızılı ekibin daha iyi oynadığını düşünmüş olabilir ama oyunun üstünlüğünü elinde tutan, ev sahibi Karşıyaka’ydı. Hücum bölgesinde biraz daha yaratıcı olunsa, Karşıyaka Göztepe’ye top yüzü göstermeyebilirdi. Nitekim Karşıyaka’nın istekli oyunu sayesinde rakibi üzerinde yarattığı psikolojik baskı, Göztepe’nin 10 kişi kalmasına sebep oldu. Rakibin çok erken on kişi kalması ve tüm oyun kurgusunun değişmesi, Karşıyaka adına bulunmaz bir fırsat oldu. Yeşil Kırmızılılar ilk yarıda Gökhan Ünal’ın içinde olduğu 2 atakta gol bulabilir ve belki de yıllarca unutulmayacak bir skor elde edebilirdi. Fakat Karşıyaka, rakibin on kişi kalmasının ardından bir türlü istediği baskıyı kuramadı. Göztepe’nin daha kapalı bir oyun oynamaya başlaması, maçın seyir zevkinin ilk 25 dakikaya göre daha düşük olmasına sebep oldu. Oynanan kapalı oyun Karşıyaka’da en çok Tayfun’un performansını olumsuz etkiledi. Geniş alanlarda etkili olacak bir oyuncu olan Tayfun, bu oyuna ayak uyduramadı ve adeta sahada yürüdü. Bu sebeple Karşıyaka sahadaki oyuncu üstünlüğünü istediği gibi kullanamadı.

Değişiklikler gecikti

Karşıyaka’nın tecrübeli teknik direktörü Kemal Özdeş, doğru değişiklikleri yanlış zamanda yaparak ikinci yarıda oyunun üstünlüğünün Göztepe’ye geçmesine sebep oldu. İkinci yarının başında yapılacak bir Tayfun-Engin değişikliğiyle Karşıyaka oyunun üstünlüğünü daha fazla elinde tutarak derbiyi çok daha rahat bir şekilde kazanabilirdi. Gökhan’ın sakatlanması da Karşıyaka’nın oyun planını olumsuz etkiledi fakat, maçın son 15 dakikasındaki dizilişe ilk yarının başında dönülebilirdi.

Hafta içerisinde Kemal Hoca’ya Engin’in neden on birde oynamadığını sorduğumda, onu zaman içerisinde kazanmayı daha önemli gördüğünü, Engin’in çok çalışkan bir oyuncu olduğunu ve ilerleyen süreçte forma yarışında olacağını söylemişti. Bugün attığı golle belki de Karşıyaka’nın bu sezonki kaderini değiştiren Engin, gerçekten futbol oynamayı çok özlemiş. Oyuna girdikten sonra eksik kaldığı noktalar oldu fakat bu eksikler maç kondisyonunun eksik olmasından kaynaklanıyor. Bunu da gidermenin tek yolu Engin’in daha fazla maç oynaması. Tecrübeli oyuncu, artık bu takımda ilk on birde oynamayı hak ediyor. Engin her geçen hafta daha iyi olacak ve Karşıyaka ilerleyen haftalarda ciddi bir silah kazanacaktır.

Bu maç kırılma noktası olabilir

Maç geneline bakıldığında Göztepe’nin de hakkını teslim etmek gerekiyor. Sarı kırmızılılar on kişi kaldıktan sonra çok doğru bir oyun oynarak maçın üstünlüğünü rakibine kaptırmadı ve son dakikaya kadar mücadelenin içerisinde kalmayı başardı. İkinci yarının büyük bir bölümünde sanki eksik oynayan onlar değilmiş gibi oyuna hakimdiler.

İki takımın da mutlak 3 puan parolasıyla çıktığı bu maçta, Karşıyaka çok kritik bir galibiyet elde etmeyi başardı. Büyük maçlarda alınan galibiyetler, tüm takımdaki havayı değiştirecek etkiler yapabilir. Başarı elde etmiş her takımın serüveninde böyle maçlarda alınan galibiyetler önemli kırılma noktaları olmuştur. Karşıyaka, bu sezona çok iyi başlayan ve ligin üst sıralarını zorlayan ezeli rakibi karşısında galip gelmenin getirdiği özgüvenle önümüzdeki haftalarda bir galibiyet serisi yakalamayı başarırsa, bu haftaya kadar yaşanan tüm sıkıntıları unutturacak bir yerde ligi bitirme şansına sahip olabilir. Şimdi yeşil kırmızılıların bu galibiyetten aldığı güçle adımlarını daha sağlam atması gerekiyor.