ANA SAYFA > Yazarlar > Nejat Sayman > Euroleague’de Sistem Karmaşası ve Koç Sıkıntıları

Euroleague’de Sistem Karmaşası ve Koç Sıkıntıları

NejatSayman
Sosyal Medya :
29 Ekim 2025, Çarşamba 01:15
738 kez okundu

Euroleague’de iki takımımızın da sakatlıklarla ilgili sıkıntılı bir dönem geçirdiği kesin. Ancak son yıllarda NBA temposuna yaklaştırılma senaryosu ile sersemleyen Euroleague aynı zamanda çift maç haftaları ile bol ağır sakatlığa da kucak açtı. Geçen yıl ligin ilk iç saha maçı olan Olympiacos önünde Wilbekin’in çapraz bağları kopmuş ve yıldız oyuncu 1 yıl sahalardan uzak kalmıştı. Şu sıralarda Wilbekin eski formunu yakalamaya çalışıyor. Olympiacos’un özellikle kısa oyuncu rotasyonunda klasikleşen 3-4 oyuncunun sezon başlamadan sakatlanması çok can sıkıcı oldu. Ne kadar istediği her oyuncuyu alabilse de Panathinaikos Grigonis ve Lessort’un sakatlıkları ile keyifli bir sezon geçiremedi.
Yıldız oyuncuların gittikçe vedaya yaklaştığı bir dönemde çok da verimli olmamaları gelecek ile ilgili ”KALİTE KAYGISI” ortaya koyuyor. Çünkü Euroleague sistemine yeni dahil olan genç jenerasyon beklediğimiz kalite ve oyun görüşüne pek sahip görünmüyorlar. Mesela İspanyol ekolü bu tarife bence en çok uyan ekol gibi duruyor. Uzun yıllar çok fazla dominant olan ve kupa canavarı modunu açan İspanyol Basketbolu yeni jenerasyonlarda beklediğini bulamadı. Ancak bunda NCAA organizasyonunun hem Basketbol hem de Voleybolda Avrupa’yı sömürüp zayıflattığı bir gerçek. Tüm Avrupa’daki talent oyuncuları lise-üniversite bursları ve yüksek paralar ile etkilemeleri bunda yolu açtı. Tıpkı Türkiye gibi Avrupa ülkeleri de oyuncularını kaybetti. Eskiden NBA oyuncuları koşarak Milli Takıma gelirdi. Şimdi o da iyice rafa kalkacak gibi duruyor. Son Avrupa Şampiyonası bunu ortaya koydu zaten.Gelelim Euroleague’in gittikçe sıradanlaşıp kalitesini kaybetmesine….Benim gibi Euroleague aşığı biri bile ekran başına oturduğunda çok da keyif almıyorsa, seyretmek için maç seçiyorsa, bazı takımları izlemeye tahammül edemiyorsa varın siz düşünün. Euroleague’de biraz parlayan oyuncuyu para ile kandırıp NBA’e dahil edenlerin tuzağına düşmek akıl dışı. Bir kaç Avrupalı yıldız dışında çoğu forma bile giymeden Avrupa’ya döndü ve dönmeye devam edecek. Vasilije Micic bile bu girdapta boğulup genç takım oyuncusu gibi Avrupa’ya döndü. Milli Takım performansı berbat ötesiydi.
Gelelim Euroleague Koçlarına…..son yıllarda Euroleague Basketbolu ne yazık ki epey düşüşte. Oyun kalitesi çok düştü öncelikle. Yeterince ligi taşıyıp ekstra seyirci kazandıracak yıldızlar yok. 2 sakatlık yaşayınca takımların seviyesi düşüyor. Koçların oyuna dokunuşu iyice azaldı. En sevimsiz şey ise neredeyse tüm takımların ikili oyun dışında hücumda hiç bir şey üretmemesi. Halbuki 1980’ler ve 1990’larda Basketbol kalitesi çok daha iyi seviyedeydi. Koçların rekabeti ve oyunculara hazırlanan özel pozisyonlar müthişti. Çoğunlukla setlerde 5 oyuncunun tamamına hazırlanan oyunlar vardı. Şutörlere hazırlanan setlerin sonunda çok şık sayılar ortaya çıkardı. Mesela Messina, Ivkovic, Obradovic, Blatt, Pini Gershon, Sacchetti, Hernandez, Maljkovic, Pesic, Ivanovic, Recalcati, Sacripanti, Laso gibi Koçlar vardı..Koçlar savaşı olurdu resmen. Akıl dolu setler olurdu..şimdi ikili oyun dışında ortada bir ürün yok..Obradovic gibi bir erişilmez deha bile sadece ikili oynatıyor. Partizan Efes maçının son periyotunda 14 sayı önde olan Partizan sadece ikili oynayıp Efes’in adam değişme sistemini geçemeyip neredeyse kaybediyordu. Efes Cole Swider gibi nokta şutör transfer edip üzerine hiç bir özel set kurmuyor. İkili oyunlardan pozisyon sekerse Swider atıyor. Bu oyuncunun başka silahı olmadığı için özel 2-3 perdelemeden çıkıp atması gerekiyor. Ya da fastbreak sonunda boş pozisyon bulursa kullanabilir. San Epifanio, Danilovic, Alvertis, Dalipagic, Navarro, Carroll, Kutluay, Erdenay, Llull, Stombergas, Marcus Brown, Langdon gibi büyük şutörler için özel setler vardı. Koçlar emek verip oyuncuları geliştirir ve en verimli setleri organize ederdi. Şimdi herkes yatıyor gördüğüm kadarı ile..ver parayı al oyuncuyu, o da oynasın dönemi. Oyuncu menajeri-Koç ilişkileri ayyuka çıktı zaten..sağ olsun hakemler de Euro-Dolar ile katkı verince Euroleague çorbaya döndü. Tabi ki eleştirebiliriz ama yine de Saras en büyük emeği veren Koç olarak Euroleague’de ön plana çıkıyor. Geçen yıl da bu dönemlerde sakatlıklardan çok canı yanmıştı ama çok çalışıp 3 kupa aldı. Emek verme döneminin çoktan bittiği dönemde Saras bayrağı taşıyan isim oldu. Her şampiyon takımın oyuncu kaybettiği düşünülürse bu çok normal. Önemli olan açıkları ne ile kapatabileceğiniz. Emek veren, oyuncu geliştiren, bütçe budalalığı yapmadan işini en iyi şekilde yapan Koçlara saygım büyük. Gerisi teferruat zaten…


PAYLAŞ

Yazara Ait Diğer Makaleler


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

Köşe Yazarları

Anket

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?