ANA SAYFA > Yazarlar > Gülperi Altun > Kırıla, döküle..

Kırıla, döküle..

GülperiAltun
Sosyal Medya :
07 Ocak 2019, Pazartesi 17:53
3074 kez okundu

CHP Örgütü 1 Kasım seçimlerinin hemen ardından, 15 Kasım Pazar günü itibarı ile ara verilen kongre ve ön seçim delege seçimlerini tamamladı. Uzun pazarlıklar ve son ana kadar süren parti içi mücadele ile yeni galipler de ortaya  çıktı. Kongre delegelerine İlçe başkanı, ilçe yönetimini ve il delegelerini belirleyecekleri yeni süreçlerinde başarılar dilerim. Ön seçim delegelerini de ayrıca tebrik eder, ''Gün ola harman ola'' tedbiri ile kendilerine oy kullanma şanslarının doğması adına başarılar dilerim.

Siyasi partilerin kongre delegeleri; ilçe ve çevresindeki köy ve mahallelerde partinin son genel seçimlerinin oy sayısına göre, seçime katılmamış partilerde üye sayısına göre, siyasi partilerin siciline kayıtlı ilgili partinin üyelerinin sayısı 400 ü aşmayan delegelerden oluşur. Gizli oy açık tasnif ile oluşan delege listeleri ilçe başkanlıklarına teslim edilir.

Kongre delegeleri; ilçe başkanını, yönetimini ve il delegelerini seçerler. İl delegeleri: İl başkanını, il yönetimini, il disiplin kurulunu ve kurultay delegelerini seçerler. Kurultay delegeleri ise genel başkanı, parti meclisini, yüksek disiplin kurulu başkanını ve  üyelerini, parti tüzüğü ve programını kabul eder gerekli gördüğü değişiklikleri yapar, parti meclisinin çalışma raporunu görüşür ve karara bağlar, partinin kesin hesabını kabul eder veya rededer. Kurultay yönetmeliğini onaylar ve gerekli gördüğü değişiklikleri yapar. Partinin tüzel kişiliğini, kurultay üye tam sayısının üçte iki çoğunluğunun kararı ile son verebilir. Bu durumda partinin mal varlığının bırakılacağı kuruluşlar ve yöntemini belirler. Kanunlar, parti tüzük ve programları çerçevesinde toplumu ve devleti ilgilendiren konularla, kamu faaliyetleri ve parti politikası hakkında genel nitelikte temenni kararları veya bağlayıcı kararları alır.

Kongre delegeleri seçiminin oluşturduğu taban hareketi, örgütün temel taşıdır. Olağan üstü bir durum gelişmedikçe, kongreler iki yılda bir yapılır. Aynı mahallede oturan partililer emeklerini, alın terlerini, gerektiğinde özel hayatlarından fedakarlık yaparak üyelik sorumluluğunun bilinci taşıyarak aktif çalışmalara katılır, ancak hür iradesi ile en uygun yönetim kadrosunu seçecek üye gerçeği iken, ne yazık ki böyle olmaz. Kongre seçimleri, Literatüre  “Delege ağalığı” diye geçen fıkralara konu olacak bir şekilde yürütülür. Yani seçilme erki, geleceklerini siyasete bağlayan kişilerin elindedir. Demokratik bir seçim yaşanmaz, aksine seçtirme yarışı yaşanır. Temiz duygularla partiye üye olan emekçiler, seçimlerde yemeden içmeden tek partisi iktidar olsun diye gece gündüz çalışırken demokrasiyi yıkan çarkın içinde savrulur durur. Kadının ve gencin merkezdeki eksik temsilini önlemek için, sorunlarının yerelde de görünür kılınabilmesi için, çözüm süreçlerine katılmaları uygulanan kotalarda, adeta savaş halini alan delege seçimleriyle enkazının altında kalırlar ve kadınlar / gençler yeniden hezimete uğrarlar. Birbirilerine hasım olan gruplar, öyle bir ittifak ve eşgal siyaseti kurarlar ki, şaşar kalırsınız.

Böyle bir tabloda şu soru yerini alır: Parti içi tatlı bir yarış olması gerekirken,  seçimler neden bir savaş haline dönüşür? Seçimler tamamlanıp yönetimler oluşunca kavga biter mi? Hiç sanmıyorum ki bu kavga ve ittifaklar sonucu oluşan yönetimlerde çalıştırılsın. Adeta, birbirini budayan  bir kopuş aşamasında başarı değil de kongre süreçlerinde kırılır. Süreç genel merkez seçimlerine de yansır. Kırıla döküle devam eden böyle bir süreçte, ''Ölen ölür kalan sağlar bizimdir'' mantığı da gerçeğin kendisinden uzaklaşır. Yeni küskünler, yeni muhalifler, yeni iktidarlar döngüsüyle içerde yaşanan bu çekişme, halkın karşısına çıkıldığında, ne seçmeni ikna edebilir, ne  de örgütün özgücünde mecal bırakır.

Yazarken dahi içim karardı. Lakin gerçekler acıdır. Yeter artık! Demokrasinin bekası için bu delege seçim sistemi değişsin. Kredi kartına limit yükler gibi birilerine taban olsun diye kaydedilen adamcı üye yapısı ile ancak parti içi iktidarı ele geçirebilirsiniz, ya sonra? Elimizde koskoca bir hiç! Oysa sorunun çözümünde “Sağlıklı bir üye yapısı” yatmaktadır. 

Temelleri sağlam olan üye yapısı nasıl oluşturulur? Parti siciline kayıtlı bütün üyelerle bir yönetim mekanizması oluşturulursa sonuç farklı olabilir mi? Değerlendirmeleri, yeni küskünler ordusu yaratmanın önüne de geçebilir mi? Doğrusu sanmıyorum. Sorunu çözmek için önce sorunun gerçekten sorun olduğunu kabul etmekte geçiyor bütün mesele. Şimdilik parti tüzüğünden, yönetmeliğinden, programından habersiz,  kişilere endeksli üye yapısı ile samimi olarak bir şeyler yapmak isteyenler, bu sistemin içinde öğütülüp gidiyor, yada ''Bu partiden hiç bir şey olmaz'' deyip hayal kırıklıklarıyla ayrılıyorlar mücadelelerinden. Tabandan tavana sağlıklı  bir şekilde gitmesi gereken örgütlenme sisteminin tıkandığını kabul etmek   dahi büyük bir adımdır. Çözümü emin olun, ardından gelir...


PAYLAŞ

Yazara Ait Diğer Makaleler


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

Köşe Yazarları

Anket

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?