Ulema: Bu bir özgürlükleri koruma paketidir

Molotof, demir bilye, toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında yüz kapatmaya verilen ceza ile polise tanınan gözaltı yetkisi ve süresi ile ilgili eleştirilere cevap veren Ulema, polise tanınan haklar konusunda dünyadaki örneklerin derinlemesine incelendikten sonra Türkiye'de de AB müktesebatına uygun, dünya standartlarında bir düzenleme öngörüldüğünü söyledi. 

 

Toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmanın kanunla tanınmış bir hak olduğunu, ancak başkalarının canı ve malı başta olmak üzere kamu mallarına yönelik kasıtlı saldırıların kabul edilemeyeceğini, bu tür gösterilerde yüzün tamamı ya da bir kısmının kapalı olması durumunda bir cezai müeyyide uygun görüldüğünü kaydeden Ulema, iddia edildiği gibi toplantı ve gösteri yürüyüşleri dışındaki alanlarda sapan veya demir bilye bulunduran hiç kimseye ceza öngörülmediğini, yalnızca kamu düzenine zarar verilmesine yol açacak şekilde, sapan ve demir bilye ile toplantı ve yürüyüşlere katılmanın suç olarak değerlendirileceğini ifade itti. 

 

Molotof ve demir bilyeye yönelik düzenlemeye de değinen Ulema, Molotof ve demir bilye kullanımının meşru bir gösteri ve eylem biçimi olmadığını aksine doğrudan güvenlik güçlerimizin ve masum insanların canına kasteden bir yöntem olduğunun altını çizerek, “1991 yılında İstanbul’da bir mağazaya atılan Molotof sonucunda 11 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Yine 2009 yılında bir belediye otobüsüne atılan Molotof'la Serap Eser kızımız feci şekilde yanarak yaşamını yitirmiştir. Son 6 yılda, Molotof'la yapılan 5 bin 458 saldırı olayında; 3 polis ve 4 sivil vatandaş olmak üzere 7 insanımız şehit edilmiş, 406 polis, 1 asker ve 127 vatandaşımız yaralanmıştır” hatırlatmasında bulundu. 

 

Ulema, yeni düzenleme ile polise tanınan haklara yönelik eleştirilerle ilgili olarak da da dünyadaki uygulamalardan örnekler verdi ve Türkiye'deki düzenlemenin Avrupa Birliği müktesebatına uygun olduğunu söyledi. 

 

Ulema, konu ile ilgili şu detayları aktardı:  “Önerilen yasal düzenleme ile suçüstü haliyle sınırlı olmak kaydıyla belirli suçlarda ve sadece mülki amirin belirlediği kolluk amirlerinin emriyle 24 saate kadar, şiddete dayalı toplu suçlarda 48 saate kadar gözaltı yetkisi verilmektedir. Suçüstü halinde işlendiğinde gözaltı uygulanabilecek olan suçlar; Cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu imal ve ticareti, fuhuş, hırsızlık, cebir ve şiddet içeren suçlar, bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma olarak belirlenmiştir.”

Avrupa ülkelerindeki benzer uygulamaların göz önünde bulundurularak polise bazı yetkilerin tanındığını kaydeden ulema, gözaltı yetkisinin iddia edildiği gibi keyfi olmadığını, aksine önemli bazı şartlara bağlı olduğunu dile getirerek, gözaltı süresinin Fransa, İtalya, Danimarka ve Bulgaristan'da 24 saat, İngiltere'de 36 saat, Almanya'da Muhafaza amaçlı 24 saat ve Adli amaçlı 48 saat, Avusturya, Belçika, Polonya, Estonya ve İrlanda'da 48 saat, İspanya ve Macaristan'da 72 saat olduğu bilgisini paylaştı.  

AMAÇLARI BAĞCIYI DÖVMEK

"Bunun gibi pek çok yeni düzenleme ile vatandaşlarımızın günlük hayatı kolaylaşacak, kamu hizmetlerinin vatandaşın taleplerine uygun olarak verilmesi mümkün hale gelecek, vatandaşına güven duyan bir devlet anlayışının yerleşmesi sağlanacaktır" diyen Ulema, yeni düzenlemelere karşı çıkan kesimlerin bu yolla sokakları savaş alanına çeviren vandallara, türlü bahanelerle çocukları kirli emellerine alet eden terör örgütlerine, devlete diz çöktürme gayretindeki paralel yapı örgütüne kol kanat germe gayretinde olduklarını sözlerine ekledi.