En yetenekli beyinleri bile çaresiz bırakan gizemli bir çağdayız.
Emperyalizmin kendine göre bir dünya yaratma isteğinin insanlığı ne kadar karanlığa sürüklediğinin farkındayız. Emperyal güçlerin temel felsefesi, önce yardım ediyormuş gibi davranır. Ya sonra? Bunu Rus-Ukrayna savaşında açıkça gördük. Ne diyordu Trump biz Ukrayna’ya 350 milyar dolar yardım ettik. Sonra nadir toprak elementlerini istedi. Batılı yardım adı altında, Rusya’nın ekonomisini, askeri gücünü zayıflatmak amacı ile Ukrayna’yı öyle bir zora soktu ki Ukrayna, yıllarca kaybettiklerini telefi edemez duruma düştü.
Emperyalizmin temel amacı böl, parçala yönet değil mi?
İki yıldır Gazze’deki soykırıma seyirci kalan başta İslam ülkeleri, insancıl, medeniyet simgesi gözüken batılı ülkeler neredeydiler. Son zamanlarda Türkiye’nin oluşturduğu muhteşem lobicilik ve tepkiler ile birlikte Filistin devletini tanıyan ülkelerin sayısı, Avrupalıların tepkisi çoğaldı. Bunun üzerine Faşist Netanyahu hükümeti anlaşmaya yanaştırıldı. Bu anlaşmanın oluşan tepkilerden kaynaklandığını düşünüyorum. Onların yüreğine işlenen o soykırım ruhunun tekrarlanacağından şüphelenmiyor değilim.
Ülkemiz ve kentimizdeki sorunlar yumağı da insanları mutsuz etmeye devam ediyor. Başta siyasilerin oluşturduğu ayrıştırmanın ülkeye çok zarar verdiğini düşünüyorum. Cumhur ittifakının hiç mi olumlu bir çalışması olmamış gibi, İktidar yanlıları özellikle başta CHP’nin, muhalefet belediyelerin hiç mi güzel çalışması yokmuş gibi davranmalarını doğrusu tehlikeli görüyorum. Yapılan güzel işleri takdir etmemek, ayrıştırmanın en açık göstergesidir.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın çalışmasını ben takdirle izliyorum. Kırmızı bültenle aranan o kadar çok kişinin yurtdışından yakalanıp getirilmesi, yurt içindeki organize çetelere aman vermeyişi takdire şayan değil mi? Öte yanda ekonomiyi yönetenlerin yıllardır emekliye, memura enflasyonu indireceğiz vaatleri ile onlara umut dağıtanlara ne demeli? Hayat pahalılığının insanı yaşamdan kopardığını, enflasyonun insan zekâsına meydan okuyuşunun sebebini kim açıklayacak?
Geçen sayıda yazı yazmak istemedim. İstemedim çünkü hem hükümete hem belediyelere çok doluydum. Yazın üç günlük bir tatil yapalım dedik. Burnumuzdan geldi. Sağlık nedenlerimden dolayı yıllardır toplu taşıma araçları ile iki saatten fazla yolculuk yapamıyorum. Şehir içi dolmuşlarını çok zorunlu olmadıkça kullanmıyorum. Didim’e üç günlük (bütçem ona yetti) tatile gittik. Giderken sabahın erken saatleri olmamasına rağmen Altın yoldaki trafikten otogara zor yetiştik. Dönüş ise bir kabustu. İki saate Didim’den Işıkkent kavşağına geldik, kavşaktan otogara 1,5 saatte varabildik. Bitmedi. Otogardan servisi kullanmak zorundaydık. Servisle 1,5 saate Karşıyaka’ya gelebildik. Bağışıklık sistemim zayıf olduğu için serviste öksürüp, hapşıran sorumsuz bir insandan şifayı kaptım. İki hafta başka insanlara bulaştırmamak için dışarıya çıkmadım.
Yıllardır otogara metro ulaşımı sağlamayan belediyeye, belediyenin gücünün yetmediği yolları yapmayan hükümete kızmamak mümkün mü? Belediye CHP’li olabilir ama iktidarın kendisine oy verenlere sahip çıkması gerekmez mi? Yapacağı çalışmalarla belediyeyi kazanmayı düşünmez mi? Bunu anlayabilmiş değilim. Binali Yıldırım’ın o muhteşem 35 projesi hiç mi kimseyi ilgilendirmiyor?
Çöp sorunu. Yılların birikimi, kangrene dönüşen katı atık bertaraf tesisinin yapılmaması, belediyelerin borçları yüzünden hizmet edememe suçunu şimdiki başkanlara yüklemek bana göre insafsızlıktır. Dr. Cemil Tugay göreve gelir gelmez birçok sorunla karşılaştı. Orman yangınları, grevler, susuzluk ve çöp dağları. Para yok ne yapsın. İş yapacak kadroyu oluşturması konusu tartışılabilir. Karşıyaka’da da Yıldız başkanı samimi görüyorum ama kadrosu konusu da tartışılır. Halkın belediyesinde görev alan kadronun, halkı önemsemesi beklenilir. Belediye hangi partiden olursa olsun, eğer halka hizmet için ise halkla barışık olmalı. Yatırım yapma imkanları olmayabilir ama görev verdikleri kişiler, kentlinin sorununa çözüm odaklı yaklaşmalıdır. Burnu kaf dağında olan birine görev vermek halka en büyük saygısızlıktır.
Güzel bir şeyden söz etmeden geçemeyeceğim. Sattığı ürünün arkasında duran markaları yazmak, hakkını vermek lazım ki diğerlerine de örnek olsun. Malum soğuklar başladı. Servisinden çok memnun kaldığım için klimaları ve kombiyi de Daikin aldım. Geçen gün Daikin servisi NTS tekniği aradım. Sağ olsunlar hemen geldiler. Onların ilgisine ve çalışmasına hayranım zaten. İnsanı bilgilendirmeleri, güler yüzlülükleri ve en önemlisi konuya vakıf olmaları insana güven veriyor. Ülkemde işini düzgün yapanların var oluşu beni mutlu ediyor. Bu güzel insanların sayısının çoğalmasını diliyorum.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!