Tanju Okan'ın Efes Antik hayali

Zaman çok çabuk geçiyor. Mayıs ayını da 8 gün sonra terk edip, Haziran ayına ulaşacağız. Geride bıraktığımız 14 ay içinde gözle görülmeyen, ancak çok canlar yakan bir virus yüzünden yüzlerce yakınımızı, dostlarımızı kaybettik. Pandami tedbirleri nedeniyle zorunlu uymak zorunda kaldığımız kurallar yüzünden ekonomik ve sosyal yaşantımız allak bullak oldu. Örf, adet ve geleneklerimizin dışında mesafelerle kutlamak zorunda kaldığımız Kutsal Ramazan Bayramı’nı ve her şeye rağmen anlamına ve önemine sahip çıkılan “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlikve Spor Bayramını” da geride bıraktık. Şüphesiz yine çok değerli kayıplarımız oldu. Kaybedilen değerlerimizden; Karşıyaka Belediyesi’nde yıllarca Basın Danışmanlığı yapan Sedat Sözer’in genç yaşta, vakitsiz kaybı hepimizin yüreklerini yaktı. Sedat Sözer, gazeteciliğin mutfağından yetişmiş mükemmeliyetçi bir insanlık ustasıydı. İyiliksever, merhametli, dayanışmacı ve paylaşımcı Sedat Sözer’i rahmet ve sevgiyle hep anacağız. Bir diğer acı kaybımız da genç yaşta corravirus felaketi yüzünden, çok önemli bir demokratik sivil kitle örgütleri lideri olan İzzet Atan Kardeşimizin vakitsiz kaybı oldu. Rumeli ve Balkan dayanışması için liderlikler üstlenmiş İzzet Atan’da kendisini insanlık yararına hizmetlere vakfetmiş, doğru, dürüst, dayanışmacı, vefakar ve fedakar bir kardeşimizdi. Allahtan; Sedat Sözer ve İzzet Atan için rahmetler diliyorum. Allah Ailelerine ve sevenlerine            sabır ve metanet versin.                                                                                      
Popüler müziğin hızla yaygınlaştığı, kaliteden ziyade anlamsız sözleri içeren nağmelerin liste başlarına oturduğu Türkiye’de, yaşamıyla, kavgalarıyla, doğa sevgisiyle, müziğiyle Tanju Okan, müzik tarihimizin “ilkleri”ne girmiş, unutulmaz sanatçımızdır. Özellikle 1963-1993 yılları arasında popüler müzikte bir ekol olan Tanju Okan’ı, 25 yıl önce 23 Mayıs 1996 tarihinde sonsuzluğa uğurlamıştık. Tanju Okan’ı, özellikle eski Urla Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu’nun döneminde, Urla’lı ve İzmir’li sevenlerinin katıldıkları görkemli törenlerle Urla’da anardık. Törenlerimize Ünlü piyanist Necdet Karar, Devlet Opera Sanatçıları Sevda Aydan ile Yunus Kırılmış ve Sanatçı Zafer Çebi renk katardı. Tanju Okan’ın şarkılarıyla renklendirildiği törenlerde; yazarlar, şairler ve Urla’lı dostları;Tanju Okan sevenlerine unutulmaz anlar yaşatırlardı. Maalesef son 10 yıldır Tanju Okan’ı daha sessiz törenlerle andık ve anıyoruz. Tanju’nun Efes Antik Tiyatro’yla ilgili bir hayali ve özlemi aklıma geldi. Bunu yazımın en sonunda açıklayacağım. 
Dario Moreno’nun “Deniz ve Mehtap Sordular Seni”, kendisinin söz ve müziğini yaptığı “Urlam”, “Kalbi Kırık Serseri”, “Kadınım”, “Nerdesin” gibi şarkıları hala Tanju Okan ayarında yorumlayabilecek bir sanatçı yok. Şarkılarıyla ve yaşam tarzıyla gerçek bir Halk Sanatçısı olan Tanju Okan, en çok yaşamının son 20 yılını verdiği Urla’yı severdi.                Müzik dünyasındaki  “Saman Alevleri”nin arasında sönmeyen bir meşale olan Tanju Okan, aradan 25 yıl geçmesine rağmen hala  şarkılarıyla anılıyor. Şükür Allah’a ki; 25 yıldan beri onu; Urla Belediyesi ile birlikte “İZSEV – Tanju Okan Dostları Grubu” olarak düzenlediğimiz etkinliklerle hep andık ve unutturmadık...
Her bir şarkısı kendisiyle özdeşleşen Tanju Okan, teknolojinin de etkisiyle kalitesi günden güne düşen müzik anlayışının uzağında kalmış insanlar için bir sığınak olmaya daha uzun yıllar devam edecek. 
Romantizmin yoğunluğu ile her şarkısına damga vurmuş, kirlenmemiş bir aşkın tadını, saflığını, velhasıl gerçek insana özgü her şeyi hissedebilmek; Tanju Okan’ı dinlerken mümkündür. Yükselen değerlerin girdabında sürüklenen bugünün insanının; hala, Tanju Okan’dan alacağı çok şey var... 
Urla ile özdeşleşmiş Tanju Okan’ı bugün bile Urla halkı, başında denizci şapkasıyla, kareli oduncu gömleğiyle, buruşuk mavi pantolonuyla ve sahildeki evinin karşısına bağlı “Kadınım” adlı sevimli teknesiyle anımsamaktadırlar. Tanju Okan, sanatçı kimliğiyle birlikte toplumsal duyarlılığını her zaman korumuştur. Özellikle çevre sorunlarıyla yakından ilgilenmiştir. Urla’da ilk çöp toplama kampanyasının öncüsü olmuştur. Denizi kirletenlerle savaşmıştır. Gökova Termik Santralinin ilk protesto eylemlerinde yerini almıştır.      Urlalıların “Baba”sı Tanju Okan; sesiyle, kişiliğiyle, yaşam tarzıyla geride bıraktığı şarkılarıyla çarpıklaşmamış ve kirlenmemiş insanların yüreklerinde yaşamaya devam etmektedir.
Tanju Okan, sanat yaşamı boyunca 7’si Uluslararası olmak üzere 60’ın üzerinde ödül almıştır. Çok iyi İngilizce şarkı söylediği halde Uluslararası yarışmalarda seçeneği her zaman Türkçe şarkılar olmuştur. Sertab Erener’in elde ettiği Eurovision başarısını memnuniyetle karşılardı. Ancak, Sertab’a şarkısını Türkçe okutsalardı; mutlaka daha memnun olurdu. 
Tanju Okan’ın yaşamı boyunca arzuladığı tek şey; Efes Antik Tiyatro’da tam teşekküllü bir Klasik Müzik Orkestra’sı eşliğinde şarkı söylemekti..Orkestrayı Gürer Aykal’ın yönetmesini de çok isterdi. Bu vasiyet ve arzunun gerçekleştirilmesi günümüzde de mümkündür. Muhteşem yorumlarıyla, Tanju Okan şarkılarını söyleyen Hakan Aysev, Aydın Uştuk, Teyfik Rodos, Serkan Ünlü, Sedat Yüce, Bike Baran, Cevher Doğan ile Opera Sanatçısı Yunus Kırılmış ve  zannediyorum; Hüseyin Çebi’nin ve Zafer Çebi’nin yönetiminde ki; İzmir Kent Orkestrası eşliğinde bir Tanju Okan’a saygı etkinliği gerçekleştirilebilir. Nota ve solfej bilen, piyano çalan köklü bir müzik kültürüne sahip Tanju Okan’ın bu vasiyetini İzmir ve Urla’lıların gerçekleştirebileceğine inanıyorum. Teklifi yapmak bizden... Hepinize Sağlıklı, Sıhhatli, Mutlu ve Huzurlu daha aydınlık bir hafta diliyorum.