5 Ocak l998 günü yitirdiğimiz, Karşıyaka Delikanlısı olarak tanınan, Tıp Doktoru, fedakar ve vefakar insanlık önderi, Kafsinkaf Karşıyakalısı Dr. Tibet Kızılcan Kardeşimizi bugün Saat: l4.30’da Soğukkuyu Kabristanı’nda ki kabrinin başında anacağız. Karşıyaka Voleybol Şubesi’nin ilk oluşumunu sağlamış öncü ekibin de önderi olan Tibet Kızılcan, Karşıyaka’da yediden yetmişe herkesin çok sevdiği bir vefa ve sevgi adamıydı. Bugün Saat l4.30’da Dr. Tibet Kızılcan’ı andıktan sonra, l7 yıl önce yitirdiğimiz Duayen Bestekar, Eğitimci Şair Yusuf Nalkesen’in de Soğukkuyu’da ki kabrini ziyaret edeceğiz. İki yıl önce bu günlerde; yazımı yazarken iki acı haberi bir anda iki alt yazı ile televizyondan izlemenin hüznünü yaşamıştım. Türk tiyatro ve sinemasının efsanelerinden Münir Özkul, 93 yaşında, Türk sosyal ve kültürel yaşamının duayen isimlerinden, Vehbi ve Rahmi Koç’un ve Koç Ailesinin çok yakın dostu “Fuarlar Mimarı” Gurme ve Yazar Aydın Boysan’da 97 yaşında hayata veda etmişlerdi. Geçen yıl da, bu kez Türk Tiyatrosunun efsane sanatçılarından Gülriz Sururi’nin 90 yaşında hayata veda ettiğini öğrenmiştim. İstanbul Harbiye Radyoevi’nden Çocuk Tiyatrosu Öğretmenlerim olan Münir Özkul’la, Gülriz Sururi ve rahmetli Eşi Engin Cezzar’la da Aydın Boysan’la da çok yakın dostluk ilişkilerim olmuştu. Ben Onları çok yakından tanımıştım. Birlikte İzmir Kültürpark buluşmalarımız, aynı masalarda oturup, sohbet etme şanslarım olmuştu. Yılın bu ilk günlerinde Beni derinden üzen ve hatırladıkça kahreden bir diğer olay da l5 yıl önce çalışkan ve başarılçı, ödüller sahibi Gazateci Arkadaşım Tanju Ataşer’in vakitsiz kaybıdır. Andığım tüm deiğerlerin hepsinin de ortak özellikleri; “insanları karşılıksız çok sevmek, hoşgörülü, barışçı, sevecen, merhametli, mütevazi ve herkesle tevazulu, dost insanlar” olmalarıydı. Hepsi için; Allahtan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun. İzmir Adliye Sarayı önünde iki yıl önce düzenlenen hain terör saldırısının önüne geçerek ve kahramanca direnerek şehit edilen polis memuru Fethi Sekin’in Anılması için yapılan törene katıldım. Şehidimizin “anıt heykeli”ni gördüm ve çok beğendim. Mükemmel olmuş. Toplumsal huzurumuzun, hukuk ve adaletimizin kutsal abidesi, “İzmir Adliye Sarayı”na yönelik olarak yaşadığımız çirkin terör saldırısını bir kez daha nefretle kınayarak lanetledik. Yüzlerce insanın hayatını kurtarma mücadelesi verirken şehit düşen Kahraman Polisimiz Fethi Sekin’e ve diğer Şehidimiz Mübaşir Musa Can’a Allahtan rahmet diliyorum. Sadece İzmir’de yaşanılmış bu çirkin terör olayı değil, Türkiye’mizin çeşitli bölgelerinde halen yaşanılmakta olan ve “çok canlar yakan”, tüm kanlı terör saldırılarını kınıyorum. Yüzlerce insanımızı şehit veriyoruz. Artık bu terör belasının tamamen bitmesini diliyorum. Kalıcılık ve süreklilik yaratacak demokratik ulusal kararlar bir an önce alınmalı ve ciddiyetle uygulanmalıdır. Milletçe bu beklenti içindeyiz. 2017 Ocak Ayı’nın ilk günlerinde ard arda yitirdiğimiz, 3 önemli İzmir’liyi toprağa vermiştik. İzmir’in en köklü ailelerinden, Güzelyalı’lı ünlü Hakimefendi’nin hayatta ki en son kızı, Ticaret Gazetesi’nin kurucusu Merhum Gazeteci Süha Sukuti Tükel’in eşi, Dördü de Gazeteci olan Ahmet, Nükhet, Piraye ve Cemal Tükel kardeşlerin de Anneleri olan “Gazeteci Beria Tükel” Hanımefendiyi, Ege Üniversitesi’nin eski rektörlerinden ve Türkiyenin ilk Spor Hekimlerinden, Milli Olimpiyat Komitesi Onursal Üyesi Prof. Dr. Necati Akgün’ü ve Karşıyaka’nın ilk seçilmiş, kurucu Belediye Meclis Üyelerinden, hayırsever, tüccar Ahmet Ersoy’u toprağa vermenin hüznünü yaşamıştık. Bu üç değerimizi de, rahmetle anıyoruz. Allah hepsinin mekanlarını cennet etsin. Işıklarda uyusunlar. Tam 20 yıldır tarifsiz acılarını çekmekte olduğum ayaklarımdaki iyileşmeyen yaralarımla ilgili olarak, 20l9 yılı başlarında geçirdiğim Anemi hastalığı sonrasında ayaklarımla ilgili tedavimi de üstlenen İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesinde, l0 yıldır tedavimi üstlenen ve yaptığı mucizevi tedavilerle Beni ve binlerce hastasını şifaya kavuşturan, Dokuz Eylül Üniversitesi, Tıp Fakültesi’nin dünyaca ünlü, ödüller kazanmış, Plastik Cerrahlarından, Türkiye’nin ilk ve tek “Yara Ana Bilimi Araştırma ve Uygulama Merkezi”nin kurucusu Prof. Dr. Ali Barutçu Hocamızın da koordinasyonuyla başarılı sonuçlar alıyoruz. Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özalp Karabay’ın, Eşrefpaşa Hastanesi Başhekimi Dr. Serdar Pedükcoşkun’un, Genel Sağlık Sorumlum Dr. Serdar Varer’in ve Eşrefpaşa Hastanesinin tüm branş doktorlarının ve vefakar Hemşirelerinin fedakar gayretleriyle iyileşme grafiğim hızlı olarak artıyor. İşte; böyle inovasyonal teknolojiyi dünya çapında ilk uygulayan yaratıcı, fedakar ve vefakar doktorlarımız da varlar. Allah eksikliklerini göstermesin. On Bir yıl önce 7 Ocak 2009 akşamı, Silivri’de ki Feto kumpası oldukları anlaşılan mahkemelere katıldıktan sonra kara yoluyla İzmir’e dönen ve evine gitmeyerek, doğrudan işine gelen ve Baro’da ki masasında, görevinin başında rahatsızlanarak ölen ve hepimizi çok üzen yakın dostum, “68’li yol arkadaşım”, İzmir Baro Başkanı Av. Nevzat Erdemir’i On Birinci ölüm yıldönümü olan Salı günü bir grup Avukat arkadaşı ile birlikte Urla’da ki kabrini ziyaret ederek, ayrıca hayırlarını dağıtarak anacağız. 25 yıl süreyle çok yakından tanıdığım ve 60 yaşında yitirdiğimiz Av. Nevzat Erdemir, “İzmir Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu”nun Lideri olarak 3 dönem ardı ardına seçildiği İzmir Barosu Başkanlığında, ulusal devrimci söylemleriyle İzmir Barosunun Türkiye genelinde daha saygın bir noktaya gelmesini sağlamıştı. İzmir’in otantik ve güncel yaşamıyla yakından ilgiliydi. İlkeli, inançlı, bilgili ve kültürlü bir hukuk adamıydı. Benim 37 yıldır Başkanı olduğum, 53 yıllık “İzmir’i Sevenler Platformu”nun ve bağlı derneklerinin de aktif üyesiydi. 2008 yılında, oy birliği ile kendisine verilmesi kararlaştırılan, ‘’Mahmut Esat Bozkurt En Başarılı Hukuk ve Düşün Adamı’’ ödülünü Mahmut Esat Bozkurt’un kızı, Merhume Gün Bozkurt Tekand ile Merhum Prof. Dr. Namık Çevik’in ellerinden sevinçle almıştı. Gerçek Atatürkçüydü ve Kuvvayi Milliyeci’ydi, Demokrat’tı, Değişimciydi. Cesur ve atılgan bir kişilikti. Av. Nevzat Erdemir’in en önemli özelliği; bir vefa ve sevgi adamı olarak, duygusal yönünü de her vesileyle öne çıkarmasıydı. Samimi ve Sevecen bir kişiliğe sahip olmasıydı. Av. Nevzat Erdemir, yıllarca yaşatılacak ve daima anılacaktır. Ailesine ve Dostlarına bir kez daha başsağlığı diliyorum. İnşallah; Şubat ayı içinde ‘’Ege’den Cumhuriyete Kanat Gerenler’’ başlıklı toplu anma etkinliğimizde de; Av. Nevzat Erdemir’i bir kez daha anacağız. Kitaplarını ve eserlerini sergileyeceğiz. Yine; 9 yıl önce bir 10 Ocak sabahı Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon bölümünde ki hasta yatağımda yatarken Televizyonda geçen bir altyazıyla sarsılmıştım. 15 gün öncesinde, Onun için düzenlediğimiz bir etkinlikte; “2010 yılı Arkeomoda Üstün Başarı Ödülü”nü verdiğimiz dünyaca ünlü moda tanıtımı kültür elçimiz, Tasarımcı ve Uygulamacı Sanatçı Öğretmen Hanife Çetiner, vefat etmişti. Oysa 10 Ocak’ta Beni Hastane’ye ziyarete geleceğini duyurmuştu. En az 35 yıldır tanıdığım Hanife Çetiner, başarılı ve emsalsiz bir moda tasarım eğitimcisi olmasının yanı sıra geleneksel Türk Osmanlı otantizminin, giysi kültürünü moda sanatında işlemeyi başarmış evrensel bir moda kültür ekolünün de yaratıcısı olmuştu. Maalesef geçen 9 yılda çok çabuk unutuldu. Milli Onurumuz ve evrensel değerimiz Hanife Çetiner’i de rahmet, minnet ve şükranla yad ediyorum. İnsanın çok arzuladığı halde sevdiklerine son görevini yapamaması onları kaybetmekten de çok acı ve hüzün verici. Yine 9 yıl önce Hanife Çetiner’in cenazesinin kaldırıldığı saatlerde Karşıyakalı, iki üniversite mezunu olan, yüzlerce şiir ödülünün sahibi, kendi öz kızım gibi sevdiğim ve elimde büyüyen 28 yaşında ki Pelin Alpayım da Karşıyaka Doğançay Kabristanı’nda toprağa verilmişti. Hayata çok vakitsiz veda eden Şair Pelin Alpayım, 5 yıl dayanabildiği mendebur kansere maalesef yenik düşmüştü. Benim çok sevdiğim biricik küçük kızım Pelin’in de yaşam hakkı vardı. O da her genç kız gibi yaşamalı ve mutlu olabilmeliydi. Ne yapalım kader böyleymiş. Ocak Ayı tam anlamıyla bir hüzün Ayı’dır. 30 yıl önce 10 Ocak 1990 günü de, Gazeteci, Yazar, Tiyatro ve Sinema Duayeni, ‘’ Dert Babası’’ Özdemir Hazar’ı yitirmiştik. Şubat’da ki toplu anma etkinliğimizde Özdemir Hazar’ı da yad edeceğiz. Önümüzdeki hafta, 15 Ocak Salı günü, Kültürpark’da, İzmir Sanat’ın bahçesindeki Anıt’ının önünde 1902’de doğan Evrensel Türk Şairi Nazım Hikmet Ran’ın 118’nci Doğum Günü’nü anarak kutlayacağız. “Nazım Hikmet Ödüllerini” sahiplerine vereceğiz. Yine önümüzdeki hafta 16 Ocak Çarşamba, İzmir’i yeniden yaratan adam, eski Belediye Başkanımız, Milletvekili ve Bakanımız “İzmir Atatürk Ormanı’nın ve Kültürpark’ın” kurucusu Dr. Behçet Uz’u da 127’nci doğum Yıldönümünde anacağız. En Başarılı “Habitatçı Belediye Başkanın”nı da ödüllendireceğiz. 17 Ocak’ta ise İzmir’in medarı iftihar işadamı Selçuk Yaşar’ın 95’ncü yaşını kutlayacağız. Biz Karşıyakalıların onuru ve gururu olan, Türkiye’mizde ki ilk “Tarıma dayalı sanayi’nin” de öncüsü olan Selçuk Yaşar Duayenimize Tanrı’dan sağlık ve mutluluklar dileyeceğiz. Hepinize Sevgilerimi iletiyorum. Şen ve esen kalınız.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!