İki gün sonra Nisan ayına giriyoruz. 1 Nisan Çarşamba sabahı, Saat: 11.30’da; efsane İhsan Alyanak Başkanımızın 91’nci yaş gününü Karşıyaka sahilinde ki, Nikah Sarayının girişinde bulunan “anıt büstü”nün başında toplanıp anarak kutlayacağız. 1 Nisan 1924 günü İzmir’in Kapılar semtinde doğmuş olan İzmir’in efsane Belediye Başkanı ve Spor Adamı İhsan Alyanak Başkanımızı doğum gününde bu kez Karşıyaka’da yad edeceğiz. 2 Nisan Perşembe günü ise İzmir’li emsalsiz ses ve sinema sanatçımız Dario Moreno’nun 94’ncü doğum gününü İzmir,Karataş Asansör’de ki evinin önünde şarkılarıyla kutlayacağız. 3 Nisan Cuma günü ise Saat:16.00’da Karşıyaka Belediyesi Çarşı Kültür Merkezi’nde; Mustafa Aydıngöz’ün yönetiminde, Yücel İzmirli’nin, Vehbi Moğol’un ve Sancar Maruflu olarak Benim katılımımla “Dünden Bugüne efsanevi Karşıyaka ve Mutlu Karşıyaka’ya varış”panelini Karşıyakalılarla yüz yüze tartışarak yapacağız. Etkinliklerimize herkesi, hepinizi bekleriz. “Enternasyonal Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı – MARBLE” ile kapılarını açan ve artık “Fuar İzmir” olarak anılacak, Gaziemir’de yapımı tamamlanan, Türkiye’nin ilk ve tek entegre fuarcılık ihtisas alanının açılış töreni, oldukça görkemli oldu. Kapsadığı alanda, tarihi boyunca onlarca medeniyeti barındırmış, sayısız iktisadi oluşuma öncülük yapmış ve artık 8600 yıllık geçmişi olduğu nerdeyse kanıtlanan İzmir’imizin yıllardır beklenilen yeni fuar alanının, 15 metrelik açılış kurdelasını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Milletvekilleri, bazı Belediye Başkanları ve İzmir’in ekonomi va sanayi ile ilgili meslek örgütlerinin yetkilileri hep birlikte ayrı ayrı makaslarla kestiler. Yakışıksız siyasal anlayış, maalesef böylesine önemli bir organizasyonun açılışında da kendisini gösterdi. Kalkınma, Ekonomi, sanayi, teknoloji, tarım, eğitim ve bilimle ilgili Başbakan Yardımcılarının ve ilgili Bakanların mutlaka katılmaları gerekli böylesine önemli bir organizasyona çok gariptir ki; “İzmir’in Valisi” bile katılmadı. Hükümet temsilcisinin ve kentimizde Devleti temsil eden en üst noktada ki idari merciinin bu kayıtsız davranışları, açıkça ifade edilen tepkilere neden oldu. İzmir kenti olarak, Cumhuriyet tarihi boyunca İzmir’de gerçekleştirilen sayısız cumhuriyet atılımlarına ilaveten bir yenisini daha gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşadık. Toplam inşaat alanı 240 bin metrekare olan, 337 bin metrekare büyüklüğündeki Fuar İzmir alanında dört adet kapalı, bir adet açık sergi alanı bulunuyor. Sergi hollerinin toplam alanı 90 bin metrekare, yani 12 futbol sahası büyüklüğüne eş değer. Sekiz kattan oluşan 45 bin 600 metrekarelik ofis bölümlerinde, 6 katlı otopark, ofisler, özel onur salonları, görüşme oda ve salonları, seminer salonu, mutfak, kafeterya ve teras yer alıyor. “Fuar Sokağı” adı verilen 4 katlı, 14 bin 400 metrekarelik alanda da 3 katlı otopark, ofisler ve aktivite alanları, 10 bin 450 metrekarelik alanda da 2 adet seminer salonu, kafeterya, görüşme odaları, restoran ve ofisler bulunuyor. 14 kattan oluşan 48 metrelik seyir kulesi, 31 bin 650 metrekarelik açık sergi alanı, özel sergi alanı ve daha pek çok tesis… İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin öz kaynakları ile tamamlanan “Fuar İzmir” alanı için 400 milyon TL yatırım yhapılmış, ancak tamamlanacak diğer projelerle bu miktar 1 milyon TL’yi aşacak. Tam bir kent görüntüsündeki Fuar İzmir’de ilk belirtilere göre 10 bin civarında aile ekmeğini kazanacak. İzmir’deki ticari, sanayi, tarım, mühendislik ve teknoloji ile ilgili meslek örgütlerinin ön izlenimlerindeki minnet ve teşekkür duygularına, Ben de bu işleri iyi bilen bir uzman olarak katılıyorum. Evet; “1923 İzmir İktisat Kongresi”nde ilk “yerli malları sergisini” düzenleterek İzmir’de fuarcılığın temellerini atan Büyük Atatürk’ümüzü, Belediye Başkanlığı sırasında bir cumhuriyet eseri olarak Kültürpark’ı inşa ederek kuran ve “İzmir Fuarı”nı da oraya taşımış, ayrıca; Ticaret Bakanlığı sırasında fuarcılığı İzmir kentinde geliştirterek ülkemize yepyeni bir fuarcılık modeli kazandırmış, Büyük Devlet ve Halk Adamı Dr. Behçet Uz’a, “İzmir Fuarlar ve Kongreler Şehri olmalıdır.” Sloganıyla fuarcılık atılımlarını desteklemiş Belediye Başkanlarımızdan; Osman Kibar’ı, İhsan Alyanak’ı, Cahit Günay’ı ve Ahmet Piriştina’yı ve onlarla birlikte çalışmış Fuar Müdürleri ile Fuar çalışanlarını da şükranlarımla anarak, onlara da özellikle teşekkür ediyorum. Ayrıca; İZFAŞ’ı kuran ve geliştiren Başkanlarımızdan, özellikle ihtisas fuarcılığı çalışmaları ile Dr.Burhan Özfatura ile Yüksel Çakmur’a ve onların da “Fuar ve İzfaş A.Ş. Genel Müdürleri”ne ve çalışanlarına da sağlıklı ömürler dileyerek, teşekkürler ediyorum. Tabii En Önemli teşekkürüm; İzmir’imize yıllardır hayal ettiğimiz modern fuarcılık merkezi olan “Fuar İzmir”i kazandıran İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu’na dır. Allah hepsinden razı olsun. Evet; “Fuar İzmir” açıldı. Artık canımız fuar çekerse, Belediye’nin sağlayacağı ulaşım olanakları ile Gaziemir’de ki yeni “Fuar İzmir”in yolunu tutacağız. Yıllardır, 30 Ağustos bayramları ile 9 Eylül kurtuluş şenliklerini de içine alarak, farklı bir gösteri ve gazino kültürü de yaratarak, dost ülkelerin ve yerli firmalarımızın teknolojilerini ve farklılıklarını tanıdığımız, mallarından edindiğimiz, ekonomi ve fuarcılıkla bütünleşmiş, “renkli İzmir fuar Şenlikleri” olarak coşku ve heyecanla yaşadığımız, çocukluk anılarımızın vazgeçilmezi, Kültürpark’da düzenlenmiş o efsanevi İzmir Fuarlarını herhalde çok arayacağız. 1936 yılında açılan Kültürpark’ımız, İzmir’imizin en merkezi yerinde, 700 yıllık görkemli geçmişi olan Alsancak Semtimizin en muhteşem yeşil alanı ve emsalsiz bir halk parkı olarak yaşantısını sürdürecektir. Aziz Kocaoğlu Başkanımızın çağrısıyla, Benimde katıldığım çalıştaylardan elde edilen sonuçlara göre, 90’lı yıllarda yapılmış ancak, İzmirlilerce hiç beğenilmemiş ve kültürpark’ı etkinlik olmazsa kasvetli hale sokan, başarısız bir “yarışma projesi” çerçevesinde Kültürpark’ımız; kültür, sanat, spor, eğlence ve dinlence etkinliklerine ev sahipliği yapacaktır. Kültürpark’ın geleceği için Benim de geçmişte, hayattayken Dr. Behçet Uz’la ve efsane Fuar Md. Arkeolog Ahmet Dönmez’le tartıştığımız ve benimsediğimiz bazı projelerim var. Belki toparlayıp bir kitapçık haline getirebilirim. Şu gerçeği asla unutmayalım. Zaten var olan ve şimdiki Büyük Efes Oteli’nin bulunduğu alanda düzenlenmekte olan “İzmir Enternasyonal Fuarı”, oraya turistik tesis yapılma kararı alınınca, zorunlu olarak Kültürpark’a taşındırılmıştır. İzmir Enternasyonal Fuarı, gerçek kişiliğini Kültürpark alanında Kültürpark ile birlikte bulmuş ve geliştirmiştir. Dr. Behçet Uz, İzmir Fuarı için her zaman Kültürpark’dan farklı bir yer arayışında olmuştur. Kültürpark’ın içinde bir fuarı asla kabullenememiştir. Kültürpark’ın zorunlu olarak ev sahipliği yaptığı İzmir Enternasyonal Fuarı ve ihtisas fuarları, elbetteki bir inovasyon sonucunda doğmuştur. Fuarcılık Kültürparkta geliştirilmiştir. Şimdi artık Dr. Behçet Uz’un arzusu gerçekleşmiştir. Dr. Behçet Uz’un,doğa ve yeşillik cenneti, anlayışıyla bir halk parkı yapmak istediği Kültürpark, artık İzmir Fuarı yükünden kurtarılmıştır. Şimdi artık Kültürpark’ın Dr. Behçet Uz ve arkadaşlarının istediği şekilde, bir renevasyona ihtiyacı vardır. Yani Kültürpark’ın artık İzmir’in sosyal, kültürel, doğal, sanatsal ve sportif yaşamına yön verecek bir “eğlence ve dinlence merkezi” olması gerekiyor. İşte hepimiz bu hedef doğrultusunda çalışmalıyız. Kültürpark’ın sahibi belediyelerimize yardımcı olmalıyız. Kültürpark’ın bulunduğu bölge, güzel izmir’imizin Konak İlçesi dahilinde yer alan en sosyal ve en gelişmiş entellektüel bölgemizdir.1900’lü yıllarında İzmir’i Alsancak’tan tanıyan yabancılar İzmir’e “ Küçük Paris” demişlerdir. Biraz daha derinlere inersek Alsancak’ın efsanevi bölgesi Meles Deltası’nda yaşamış ilk İzmir’liler, En Yüce İzmir’li Homeros’un önderliğinde İzmir’imizi efsanevi bir “Destan” yapmışlardır. 1070-1414 yılları arası ise Türkler ile İzmir’i ellerinde tutan Hristiyan- Bizans- Latin Şövalyeler arasında çetin savaşlar geçmiştir. O yıllarda Kültürpark’ın bulunduğu Alsancak (Punta)’nın da bulunduğu bölgelerde Frenkler (Hristiyan Avrupalılar) yaşardı. Şimdiki Kültürpark,Kahramanlar, Çayırlıbahçe, Murtakya, Darağacı, Meles, Alsancak (Punta)’dan Pasaport’a kadar (Liman Bölgesi), Frenk Mahallesi olarak isimlendirilirdi.Frenk Mahallelerinde “ Levanten” adı verilen Ortodoksluğu seçmemiş Katolik kalmış Bizans’lılarla, Rumlar, Ermeniler,İtalyan,Fransız,İngiliz,Alman,Hollandalı tüccar aileler otururlardı.Hali vakti yerinde bazı varlıklı Türk ve Yahudi Ailelere de rastlanırdı. Eski Alsancak’ın Frenk Mahalleleri, Akdeniz’in tam anlamıyla bir ticaret turizm, ithalat, ihracat merkeziydi. Eğlence ise, aynen fuarlı kültürparklarda olduğu gibi ayyuktaydı. En görkemli eğlenceler şimdiki Kültürpark’ın bulunduğu efsanevi İzmir’in eski Alsancak’ın da yaşanırdı. Kültürel doku da fevkaladeydi. Emsalsiz Sanat olayları Alsancak Kordonboyu’nda ki Otellerin altlarında yer alan Kaberelerde, Barlarda , Pastahane’lerde, Kıraathane’lerde, Restoran’larda yaşanırdı. Avrupa’nın ünlü Senfonik Müzik grupları, Oda Orkestraları, Trio’lar Konserler verirlerdi. Hanımlar fevkalade kıymetli kaşmir ya da ipek Avrupa kumaşlarından yapılmış giysileriyle, Astragan Royal Kürkleriyle, müstesna şapkalarıyla, Beyler ise Mümtaz Kupon Kostümleriyle Frak ve Smokinleriyle, başlarında en modern fötr ve silindir şapkalarıyla birbirleriyle kur yaparak yarışırlardı. Zenginlik ve Sefahat had safhadaydı. Her şeye rağmen huzur ve asayiş mükemmeldi.
Alsancak’ın geçmişte Punta denilen “Burun” ya da “Uç” noktasından Bellavista denilen Gündoğdu’ya kadar olan kısmında daha çok Konutlar hakimdi. Kordonboyu, (dolma) da denilen Konak’a kadar tüm ihtişamıyla sürer giderdi. Bellavista (Gündoğdu)’ dan iç kısımlara girerseniz ünlü Frank Caddesi şimdiki Çankaya Semtine kadar tüm haşmetiyle uzanırdı. Frank Caddesi, Avrupa çapında ün yapmış muhteşem bir Alışveriş Merkezi’ydi. Anlattığım o efsanevi İzmir’in Aydınlık Alsancak’ını, yani Punta’sını 15 Mayıs 1919’da Yunan İşgali kapkaranlık yapmıştır. Punta’yı şanlı Ay Yıldızlı Al bayrağımızın adını vererek yeniden “Alsancak” yapan kişi; 9 Eylül 1922 günü kalpaklı Kuvayı Milliyeci öncü Ordusu’nun ardından başında Kalpağıyla İzmir’e girip Otomobilinden ilk kez Alsancak’lıları selamlayan Gazi Mustafa Kemal Paşa’mızdır. Ruhu Şad Olsun... Esas konumuza dönecek olursak; Şimdiki Alsancak’ın sorunları öyle çok büyütülecek gibi değildir. Alsancak’lı Büyükşehir Belediye Başkanı Merhum Ahmet Piriştina ile Erdal İzgi dönemlerinde başlatılan Alsancak’ın Güzelliklerini Koruma çalışmaları şimdilerde son 12 yıldır Aziz Kocaoğlu Başkanımızın emin ve güvenilir ellerindedir. Alsancak 1462 sokak (Yüzbaşı Şerafettin Bey Sokağı) doğumlu, İnşaat Yüksek Mühendisi Konak Eski Belediye Başkanımız A. Muzaffer Tunçağ’da güzel hizmetler yapmıştır. Şimdide Belediye Başkanı Av. Sema Tekdaş ve ekibi de, Alsancak sokaklarının kentsellik ve güvenlik anlamında ki bazı ciddi sorunlarını tek tek çözüyorlar. Mutlaka başarılı olacaklar. Alsancak’da, şimdiki Kültürpark bölgesinde tarihin her döneminde “ Eğlence Unsuru” var olmuştur. Kaliteli ve Düzenli Çalıştırılan; Bar’lar, Kafeteryalar, Kıraathaneler, Lokanta ve Restoranlar, Alsancak’ta daima yaşatılmıştır. Ancak zapt-ı rapt altına kesinlikle alınmalıdır. Bu mekanları başka yere taşındırmak öyle kolay değildir. Vatandaşlık görevimizi iyi yapmalıyız. İyi birer gözlemci olmalıyız. İlgilileri uyarmalıyız. Görevlileri bilgilendirmeliyiz. Öyle; “ Bekle Gör’le” hiçbir şey olmaz. Hep şikayet edip ağlamakla da bir sonuca varılmaz. Alsancak’ın Koruma ve Güzelleştirme Derneği ‘nde Başkan Ecz. Dilek Olcay’ın yönetiminde çok sayıda Alsancak’lının destekleriyle güzel ve başarılı çalışmalar sürdürülüyor. Ayrıca Alsancak Bölgesinin 5 Mahalle Muhtarı da çok başarılı. Alsancak gibi çağdaş bir bölgede genel anlamda bir tuvaletler sorunu olduğu gerçektir. Alsancak Vapur İskelesi’ndeki semt tuvaletine bir insanın girmesi mümkün değildir. Artık Alsancak’ın geleceğini ilgilendiren en başta Kültürpark olmak üzere gerçekten Alsancak’la ilgili ciddi kentsel sorunlara yönelme zorunluluğu vardır. Kültürpark’ın Kurucusu ve izmir’i yeniden yaratan adam” olarak unvan kazanmış ve üstlendiği;Tüm hizmetlerde başarılarıyla ölümsüzleşmiş, İzmir Atatürk Ormanı’nın ve sayısız Sivil Toplum oluşumlarının öncüsü, Dr. Behçet Uz’un, yarattığı Alsancak’ın gözbebeği Kültürpark’ımıza şimdilerde her zamankinden daha fazla sahip çıkmamız kaçınılmaz olmuştur. Alsancak’ın Ünlü Mahallesi olan Mimar Sinan Mahallesi’nin Hudutları içindeki Kültürpark’ımız halkın bilgisi dışında planlanmış, ne olduğu hala anlaşılamayan bir “Sözde Fuar Projesi” uygulaması yüzünden Sn.Aziz Kocaoğlunun da arzusunun dışında otantik ve doğal özelliklerinden maalesef uzaklaştırılmıştır. Kültürpark’da Yeşil alan ve Doğal Doku olarak geliştirilmek üzere yıkılan koskoca binaların yerine bu kez betonlaşmanın daha çirkin bir örneği olan “Yer Altı Otoparkları yapılmıştır. Kültürpark’ın 1983 yılına göre 386 Bin Metre Kare olan Yeşil Alanları, 2015 yılının 3’ncü ayını yaşadığımız şu günlerde, 200 Bin Metre Kare‘nin altına düşürülmüştür. Sadece Kültürpark’ın “Basmane Tarafında” kaçak olarak kondurulmuş ve Konak Belediyesi’nden imar inşaat müsaadesi dahi alınmadan yapılmış “Kapalı Sergi Alanları” (holler) yüzünden yeşil alan kaybı 90 Bin Metre Kare’nin üzerindedir. Anlaşılacağı gibi; İzmir’lilerin özellikle Alsancak ve Alsancak’lıların uğraş verecekleri günlük geçici afaki sorunlardan ziyade ,“kalıcılık ve süreklilik arz eden” daha ciddi ve daha önemli meseleleri vardır. Avuçlarımızın içindeki “ Yaşayan Alsancak”ın kıymetini bilelim. Alsancak’ı bir bütün olarak değerlendirirken Kültürpark’ı unutmayalım. Alsancak’ın mevcut değerlerini Kültürpark ile birlikte koruyalım, kollayalım. İyi ve Güzel günler Görelim...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!