Karşıyaka’da basketbolda neler oluyor, neler yaşanıyor, gelişmeler nedir, oyuncuların yaptıkları-yapacakları veya düşünceleri nasıl gibi soruların cevaplarını ne yazık ki özellikle bu sezon hiç duyamıyoruz…
Karşıyaka taraftar grupları amatörün bir üst seviyesinde yer alan ve tarihinde tek bir ulusal düzeyde başarısı da olmayan futbolun peşine takılmış vaziyette zaten…
Taraftar gruplarının Karşıyaka basketbolda Türkiye’de ve hatta Avrupa’da bile zirveye oynarken göremediğimiz motivasyonları üçüncü ligdeki futbol söz konusu olunca ise asla düşmeden devam ediyor. Bunun altında yatan sosyolojik ve belki de ekonomik nedenleri araştırmak gerekiyor olabilir tabi!
Bu durum sadece futbolu daha çok seviyor olmaları ile açıklanamaz kanaatindeyim…
Tabii ki de peşlerinden sürükledikleri kitleler için aynı şeyi düşünmüyorum. Onlar gayet saf ve temiz duygularla ve muhtemelen futbolu daha çok sevmelerinden kaynaklı bir güdüyle bunu yapıyorlardır…
Ancak başarının olduğu, şehrin yaşayanlarının oyunu daha iyi bildiği, tüm Türkiye’de büyük saygınlığı olan basketbolu göz ardı edip de durumu ve tarihi başarıları malum olan ve gelecekte de gidebileceği yerin ne kadarlık bir başarı olabileceği çok rahat tahmin edilebilen futbolun öncelenmesi bence büyük bir hata!
Hemen her gün futbolcuların bireysel özellikleri, yaptıkları açıklamalar, hangi takımların radarına girdikleri veya özgeçmişleri, yaşları, fiziği gibi konularda ayrıntılı haberler çıkarken basketbolda sadece matbu haberlerle karşılaşıyoruz. Yok işte transfer yasağı geldi, ya da transfer yasağı aşıldı, veya bir pivot alındı veya alınan skorlar gibi…
Basketbol takımının da motivasyona ihtiyacı var oysa ki!
O oyuncular da kendileri ile özel ilgilenildiğinde, bireysel olarak özellikleri veya hedefleri ile ilgili haberler yapıldığında illa ki çok daha motive olacak çok daha başarı odaklı çalışacaklardır…
Koç Candost Volkan’ın hırslı duruşu, vazgeçmeyen karakteri ve takıma önce savunma yapmayı öğretme çabası gibi özellikleriyle doğru yolda olduğunu düşünüyorum…
Yalnız tek başına bir kişinin çabalaması ile demir attığımız ligin dibinden çıkamayız. Futbol takımına gösterilen ilginin yarısını basketbol takımına da göstersek inanın çok hızlı olmasa da kendimizi kurtarabilecek düzeyde bir yükselişe geçme ihtimalimiz oldukça fazla. Bu cümlemden ‘’Karşıyaka’da basketbolun yarısı bile futbolun tamamından daha başarılıdır’’ gibi bir anlam çıkartmak isteyen olursa da itiraz etmem tabi!
Her neyse, sonuç olarak taraftar gruplarının basketbol ile ilgili sessiz duruşunu veya tepkisizliğini bir an önce değiştirmesi gerekli… Bu gayet rahat bir şekilde futbola verdikleri desteği de azaltmadan sürdürerek yapılabilir… İlla ki birinden birini daha fazla yüceltmek, birbirinden ayırmak gerekmiyor bunun olması için…
Yanı sıra yerel basın da tek branşla ilgilenip basketbola üvey evlat muamelesi yapmamalı…
Her zaman söylediğim gibi Karşıyaka (lokomotifi basketbol olan) bir SPOR kulübüdür!..
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!