“Uykuyla ecel aynı şey derler, ikisini de hak etmek lazım, yoksa gözün kapanmazmış.”
Belki doğrudur…
Çünkü bazı gözler, düşünürken kapanmaz.
Hastalansa, geç gelse; insanın uykusu kaçar.
Kalbinin bir yanı hep açık kalır, tıpkı kapı gibi.
Telefon çalsa, “bir şey mi oldu?” diye yüreği ağzına gelir insanın.
Evlat büyür ama babanın endişesi hiç küçülmez.
Uykusuz gecelerin çoğu, sessiz dualarla doludur.
“Yolu açık olsun, ayağı taşa değmesin, aklına kötü bir şey gelmesin…”
Kimi gece dua biter, gözyaşı bitmez.
Sabah olur, kahve yapılır ama gözlerdeki uykusuzluk hiç geçmez.
Evet, uykuyla ecel aynı şey derler…
Ama evlat söz konusuysa, insan ne uyumayı hak eder, ne de rahat etmeyi.
O gözler hep bir sevdanın nöbetindedir.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!