Kimin sözüdür bilemiyorum. Tek bildiğim anlamındaki güzellik: “İyi bir arkadaşı olanın aynaya ihtiyacı yoktur…”
Çok sevdiğim, her zaman “Benim kardeşim yok ama sen benim kardeşimsin” diyen, geçen yıl covit 19’dan kaybettiğimiz Altay’ın efsane başkanı Tuğrul Koparan’a bir kez daha rahmet diliyorum. Nurlar içinde uyusun… Kardeş, dost olmayabilir ama dost; her zaman kardeştir… O benim dostluktan da ötesi; kardeşimdi… Bir rahmet de, kısa bir süre önce kaybettiğimiz Kuşadası’nın tanınmış ismi, her kesimin tereddütsüz sevdiği Kuşadası Gençlikspor’un eski başkanı Ural Alp için dileyeceğim. O da her zaman “kardeşim benim” diyen büyüğümdü…
Yaşamınızda her zaman bu tip size dokunanlar olmuştur. Onları dosttan çok, kardeş olarak benimsediğiniz gerçek. Çok uzakta da olsa, o sizin için hep yanı başınızdadır. Gerçek dostlar yıldızlara benzer, karanlık çökünce ilk onlar görünür!..
Zaman içinde böylesine insanlardan söz etmek, onların ön planda yer almasını sağlamak, unutmamak, unutturmamak düşüncesinde olanlardanım.
Bu; sporda, kültür ve sanatta… Müzik, siyaset, ekonomi de… Düşüncenin bulunduğu her alanındadır.
Spor yaşamınızda ne var ne yok bilemem ama benim spor ve medyada geçen 52-55 yılda dağarcığımdakileri ha dediğinde bir araya getirmek öyle de kolay değil… Ancak iş dostlara gelince… Az ve öz…
Dostlarımın yanı sıra, çalışan, proje üreten ve topluma yararlı olanlara hayranlığım vardır. Hele bu tanıdık olursa keyfime diyecek yok. Tek kelimeyle gurur duyarım.
Spordaki başarılı çalışmalarına şöyle bir bakacak olursanız, eskilerden Kemal Zorlu… Aile geleneğine bağlı gerçek Altaylı için söylenecek tek kelime portföyündeki başarılarıdır. Daha niceleri var. Şimdi hangi birisini saysak?
Yenilerden de oldukça fazla örnek verebiliriz. Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı derler ama siz bu sözü unutmayın. Yine de ne varsa eskilerde var! Çünkü genelde enerjiyi yenen tek güç tecrübe…
Şöyle bir tur atalım derseniz sayabileceğimiz kimler var kimler…
İsimlerini şimdilik vermeyelim de, nazar değmesin!.. Bazen de istisnalar kaideyi bozuyor!
Spordan tanışıklığımız olan, yıllar sonra yeniden yollarımızın yine bir spor olayı için kesiştiği spor aşığı bir Karşıyaka’dan söz edeyim.
Başarılı eğitimciliğinin yanı sıra hayat adamı.
Yaşamındaki en büyük özelliği “güzelliklere güzellik katması” desem mi acaba?
Çalışkan olduğu kadar, çalıştırmasını da bilen yönetici.
Özellikle “proje insanı” olarak da alkış tuttuğumuz Karşıyaka Halk Eğitim Müdürü Suat Korkmaz’dan daha önceleri de söz etmiştim… Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa İslamoğlu ve Karşıyaka Kaymakamı Ali Rıza Çalışır’ın destekleriyle daha yapacağı çok iş olduğunu biliyorum… Kurumdaki müdür yardımcıları gibi Karşıyaka da şöyle baktığınızda sizin nasıl gördüğünüzü bilemiyorum ancak bizim penceremizden görülen “dört dörtlük başarı”dan söz etmek olası…
Mehteran Takımını sizlere daha önceki yazılarda aktardığımı hatırlıyorum. Ancak son projesi, bomba gibi patladı.
Nasıl mı?
Suat Korkmaz 14 Ekim 2021 günü “Dünyada her şeyin bir günü var da, neden sevginin günü yok” diyerek o günü “14 Ekim Dünya Sevgi Günü” ilan etti. Dört bir yana haber uçurarak, bugünden gelecek yıllara mesaj yollayıp, tüm dünyada “14 Ekim Dünya Sevgi Günü” kutlanması için adeta seferberlik ilan edilmesini sağlamaya başladı…
Karşıyaka’dan İzmir’e, oradan da Türkiye’ye ve nihayet dünyaya uçurulan haber tez zamanda yerlerine ulaşınca inşallah gelecek yıldan itibaren Karşıyaka’da doğan “14 Ekim Dünya Sevgi Günü” kutlanacak…
Bence alkışlanmalı… Takdir edilerek desteklenmeli.
İngiliz oyun yazarı, çevirmen ve şair George Chapman ne demiş hatırlayan var mı? “Sevgi, doğanın ikinci güneşidir.”
O nedenle sevgi gününü sizin de sahiplenmenizi bekliyorum… İkinci güneş her yıl 14 Ekimde Karşıyaka’dan doğmalı…
Aldığım haberlere göre şimdiden 15’e yakın ülke gelecek yılın hazırlığını yapmaya başlamış… Her biri birbirine de mesaj gönderiyor: “14 Ekim Dünya Sevgi Günü’nü unutma. 2022’de tüm dünyada hep birlikte kutlayacağız…”
Alman Johann Wolfgang Von Goethe, hezarfen (pek çok farklı disiplinde engin bilgiye sahip olan kişi), edebiyatçı, siyasetçi, ressam ve doğa bilimcisidir. Goethe’nin güzel sözünü aklınızdan çıkarmamanızı öneriyorum: “Sevmek inanmak demektir.”
Suat müdür hem seviyor, hem de inanıyor…
Suat Korkmaz’ın ekibinin de, ne denli başarılı olduğunu yinelemeliyim… Fidan Gül Sürekli, Gülnur Ölçer, Nuray Emekçi, Şenol Pek müdür yardımcıları olarak en büyük silahları… Elbette gizli kahramanları unutmamak gerekir. “Yiğidi öldür ama hakkını yeme” derler ya…
Öylesine yiğittir, Ömer Örün… Her an tetikte olup, herkesin yardımına koşan kurumun gizli kahramanı adeta!.. Şu ana kadar sevmeyeni olduğunu duymadım. Sordum soruşturdum, “Onu sevmeyen ölsün” diyenleri duydukça gerçekten yazdıklarımda ne denli haklı olduğumu öğrenince de elbette ben de sevindim.
İnsan hata yapar. Hatadan dönmek de erdemliktir…
Doğru insanlara doğruları yazmak, müsaade ederseniz keyif veriyor…
Ömer kardeşim, gerçekten çalışkan. Tanışıklığım bir başka kurumda olmuştu. Orada da tuttuğunu koparan, verdiğin her işin üstesinden gelen “Çalışkan kişilikli” olarak empoze edilmişti. Ne mutlu…
Sadece Ömer mi?
Karşıyaka Halk Eğitim Müdürlüğünde gizli kahramanlar onunla da sınırlı değil…
Elbette müdür Suat Korkmaz’ın kişiliği, çalışkanlığı, yönetimi kadar üst kuruluş olan Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde de, ekibin uyumlu olması başarının bir başka anahtarı.
Karşıyaka İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa İslamoğlu’nun Karşıyaka Eğitimine yaptığı güzellikleri burada satır arasında değil de özel bir günde, güzel bir yazı ile aktarmak gerekir…
Şimdi “sporda eğitimin işi ne?” diyenleriniz kulaklarımı çınlatıyor…
Eğitim olmazsa, sporda nasıl başarısız olduğumuzu anlatmaya gerek yok!
Kısaca; Johan Cruyff’un dediği gibi ”En güzel gol, boş kaleye atılan goldür.”
Eğitimli olanlarla eğitimsiz olup da spor yapanlar arasında farkı siz bulun artık…
Yenmek ve yenilmek… Sporda ve yaşam boyunda olası birbirini tamamlayan iki kavram. Spor ne kadar zorsa, hayat da zordur. Ama Roger Crawford bakın bu konuda nasıl söz kullanmış: “Zorluklar hayatta kaçınılmaz, yenilmek ise sizin seçiminizdir.”
Kim ne derse desin, Grand Slam teklerde 12, çiftlerde 16, karışık çiftlerde 11 olmak üzere 39 şampiyonluk kazanan, sporda cinsiyet ayrımı yapılmamasının savunucularından Amerikalı eski tenisçi Billie Jean King, kendisine “Tenisi ne zaman bırakacaksınız?” diye soranlara şu cevabı verdiğini okumuştum: “Şampiyonlar doğruyu yapana kadar oynarlar.”
Bu güzel ülkemizde, şehrimizde, ilçemizde, kentimizde sevgi dolu insanlarla bir arada yaşamanın keyfini almak gerçekten büyük lütuf… Onun için siz de doğruyu yapana kadar mücadelenizi sürdürün!.. Doğru bildiğinizi değil, doğrusunu yapın. Bilmiyorsanız da öğrenin! Unutmayın öğrenmek ayıp değildir!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!