Yeşilçam kültürü dizilerde devam ediyor

Son yıllarda dizi çeşitliliğinin günden güne arttığı Türkiye’de dönemlik diziler oldukça dikkat çekmeye başladı.

Karşıyaka Haber

Son zamanlarda yaz-kış konseptli dizilerin keskin çizgilerle ayrılması oldukça dikkat çeken bir durum. Mayıs- Haziran aylarında gösterimine başlanan yaz dizileri izleyici kitle tarafından büyük ilgi görmekte. Televizyon sektöründeki yayınların içeriğinin hedef kitleye göre belirlendiğini ifade eden Prof. Dr. Takımcı konuya ilişkin şöyle konuştu: “ Kış dönemi tatilin olmadığı bütün ailenin televizyon başında olduğu bir dönem. Eylül ayında başlayıp haziran ayında biten bu döneme gerçek sezon diyebiliriz. Hazirandan sonra insanların tatile gitmesi nedeniyle hedef kitlenin azaldığı bir dönemdir. Dolayısıyla bir tatil konsepti içine girerler. İzleyicinin kendi hayatına ilişkin durumları, ulaşmak istediği dünyayı, hayal dünyasını hedef kitleye sunar. Dizilerde izleyicinin ulaşmak isteyip de ulaşamadığı hayatın prototipi vardır ama aynı zamanda insanların hayatlarına gönderme de yapar. Yani izleyicinin isteklerini onlara ekrandan pazarlarlar. Kendi hayatlarıyla ilgili şeylere daha fazla ilgi duyan seyirci tatil dönemindeyken yaz ortamlarını anlatan dizilere daha fazla ilgi gösteriyorlar. Çünkü yaz aylarında kışın izlenen dizilerin kışlık konsepti izleyicilerin dikkatini daha az çeker, izlemek istemez.”

Genel olarak izleyici kitlede hakim düşünce yaz dizilerinin kış dizileri sezon finali yaptığı için ekranlardaki sektörel boşluğu doldurmak için yayınlandığıdır. Televizyon kanallarının ticari kuruluşlar olduğunu belirten Prof. Dr.  Dilek Takımcı bu durumun rekabet ortamıyla ve reyting oranlarıyla ilgili olduğunun altını çizdi ve “ Televizyon izleyicinin 24 saatini programlayan bir sektör. Rekabet ortamı ekrana getirilecek yayınların çeşitliliğinde belirleyici bir etken. Reyting oranlarına göre konsept belirleniyor. Yaz dizileri izleyicilerin beğenisini kazandığı için ekranlarda gösteriliyor. Bazı yaz dönemi dizilerinin kış döneminde de devam etmesi bu duruma çok iyi bir kanıttır. Dolayısıyla yaz dizilerinin ekranlara gelmesindeki neden sektörel boşlukla değil izlenme oranı ve izleyici talebiyle ilgili bir durum” dedi.

“TÜRKİYE’DE DİZİ SEKTÖRÜ EMEKLEME DÖNEMİNDE”

Türkiye’deki yayın içerikleriyle Amerika’daki yayın içeriklerini karşılaştıran Prof. Dr. Takımıcı Türkiye’de hala Yeşilçam filmlerinden kalan melodramik kültürün devam ettiğini ancak Amerika’da durumun böyle olmadığını söyledi.  Amerika’nın televizyon sektöründe dünya piyasalarına yönelmiş durumda olduğundan bahseden Prof. Dr. Takımcı durumu şöyle açıkladı: “Amerika’da yerel bazlı düşünmüyorlar. Bir televizyon ürünü tüm dünyaya pazarlanacak şekilde tasarlanıyor. Öyküleme tekniği olarak, içerik olarak, çekim teknikleri, şartlar ve bütçe olarak bizim burada bir ise orada yüz. Bir dizi yayın süresince kendi içinde öykülemesini, entrikasını kuruyor ve belki on bölüm belki yirmi bölüm gösterilip sezon finaline gidiyor. Orada bu işe daha profesyonel olarak bakılıyor, her şeyin bir kuralı ve kaidesi var. Bu profesyonelliktir. Bizde sektör emekleme döneminde. Amerika’daki dizi senaryoları çok çeşitli hikâyeler barındırıyor aynı hikâye başka dizide zor görülür. Ancak Türkiye’de bir konu belirleniyor ve konunun başı farklı olsa da sonu aynı şeye bağlanıyor. Türkiye ve Amerika’nın dizi sektörü konusundaki en büyük farkı da bu”

Türkiye’de Yeşilçam tiplemelerinin aşina olan izleyici dizilerdeki öğeleri kendi hayatıyla özdeşleştiriyor ve tanıdık yüz görmek izleyiciye daha samimi geliyor. Türkiye’de dizi sektörü hala Yeşilçam kültürünün ekmeğini yiyor. Tanıdık konuları izleme talebinde bulunan izleyiciler yine bu nedenle yazlık dizilere büyük ilgi gösteriyor.