Sinema sektörünün fabrikası film festivalleri tartışıldı

İzmir Üniversitesi Sinema Kulübü tarafından düzenlenen “Film Festivalleri ve Sinema” başlıklı panel, akademisyenlerden oyunculara sektörün aktörlerini öğrenciler ile bir araya getirdi.

Karşıyaka Haber

Daha fazla film üretimi için sektöre emek veren yönetmen, yapımcı, senarist ve oyuncuları bir araya getirmesinin yanı sıra kırmızı halı seremonileri ile halkın da ilgisini her yıl daha fazla çekerek popülerleşen film festivalleri, İzmir Üniversitesi Sinema Kulübü tarafından düzenlenen “Film Festivalleri ve Sinema” başlıklı panelde masaya yatırıldı. Pek çok film festivalinde danışmanlık görevlerinde bulunan Deniz Ziya Temeltaş, yönetmen, yapımcı ve Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali Genel Koordinatörlüğü görevinde bulunan Yusuf Saygı tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Hakan Bilgin ve Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Sinema Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Pınar Özgökbel Bilis’in konuşmacı olduğu paneli, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ali Emre Bilis yönetti. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği ve sorularına yanıt bulduğu panel sonunda panelistlere teşekkür plaketlerini Dekan Prof. Ulufer Teker takdim etti.

“Film festivalleri kırmızı halı ünlüleri ile eğlenceye dönüştü”

Yrd. Doç. Dr. Pınar Özgökbel Bilis, dünya üzerinde 1932 yılından bu yana düzenlenen film festivalleri üzerine Türkiye’de akademik anlamda yeteri kadar çalışmanın yapılmamasının büyük bir eksiklik olduğunu belirtti. Festivallerin, düzenlendikleri şehrin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmasının yanı sıra kültürarası alışveriş için de önemli bir platform olduğunu belirten Özgökbel Bilis, eser yaratıcılarının söyleşilerde sinemaseverler ile bir araya geldiği festivallerin genç yetenekler için de bulunmaz fırsatlar yarattığını belirtti. Sanat adına daha fazla düşünme ve tartışmaya platform olması amacı ile düzenlenen festivallerin son yıllarda bir hedef sapması içinde olduğuna dikkat çeken Özgökbel Bilis, festivallerin son yıllarda ünlü oyuncuların kırmızı halı seremonileri ile sanatsal bir etkinlikten eğlenceye, şova dönüştüğü eleştirisinde bulundu. Yrd. Doç. Dr. Pınar Özgökbel Bilis, son yıllarda ertelenme ve iptaller ile karşı karşıya gelen festivallerde gündeme gelen sansür konusunun da üzerinde tartışılması gereken önemli bir konu olduğunu ifade etti.

“Festival katılımı eser sahipleri için motivasyon kaynağı”

Her sinema eseri yaratıcısının öncelikli hedefinin yayınlanması suretiyle eserini kitlelere ulaştırmak olduğunu belirten Yusuf Saygı, son yıllarda izleyiciye ulaşmak konusunda sosyal medya kanallarının önemli bir görev gördüğünü ancak festivallerin diğer eser yaratıcıları ve izleyici ile bir araya gelmek noktasında eşsiz olma pozisyonunu gelecekte de sürdüreceğini söyledi. Festivallere katılmanın eser yaratıcıları için önemli bir motivasyon olduğunu belirten Saygı, festivallerde kazanılan ödüllerin de yeni üretimlere kaynak oluşturacağını hatırlattı.

“Eserler kişisel özellikleri yansıtmalı”

Eser yaratma sürecinde kişisel özellikler ve donanımın farkı yaratan en önemli etken olduğuna dikkat çeken Hakan Bilgin, her çekilen filmde kişisel özelliklerin yer alması gerektiğini söyledi. Sinema söz konusu olduğunda hayat devam ettiği sürece yeni bir şeylerin öğrenileceği sonsuz biz sektörden bahsedildiğine vurgu yapan Bilgin, “İmkansızlıklar yerine hayatın önünüze sunduğu fırsatların farkında olmalı ve onları en iyi şekilde değerlendirmelisiniz. Başarı çalışmanın sonucudur. Bu nedenle üniversite eğitiminiz boyunca hocalarınızdan en iyi şekilde yararlanmalısınız” dedi.

Sinemanın dünya çapında bir endüstri olduğunu ve daha iyi yapımlar için mutlaka yabancı ülke film festivallerinin de takip edilmesi gerektiğini ifade eden Deniz Ziya Temeltaş öğrencilere yabancı dil öğrenmelerini tavsiye ederken Cannes, Toronto, Şangay, Sarajevo film festivallerinin mutlaka izlenmesi gerektiğini söyledi.