Muhtar Kasap: ''İzban bölgemizin kanayan yarası''

Karşıyaka Haber mahalleleri birer birer ziyaret ederek, sorunları yerinde dinlemeye devam ediyor.

Karşıyaka Haber

Karşıyaka’nın en eski mahallelerinden biri olan Şemikler Mahallesi’nin muhtarlığını 5 dönemdir sürdüren Mehmet Kasap, mahallesinin sorunlarını gazetemize anlattı. -Biraz sizi tanıyalım. Muhtarlıktan önce ne iş yapıyordunuz? Kaç yıldır muhtarsınız? Ben Makedonya göçmeniyim. İlk ve orta okulu orada okudum. Zanaat okulu son sınıfındayken pasaportlar çıkınca oradan ayrıldık ve 1957 senesinin başında Şemikler’e geldik. Hala da Şemikler’de oturuyorum. Şemiklerde esnaflık yapıyordum. 1980 ihtilaline kadar İzmir’de meclis üyeliği de yaptım. 5 dönemdir muhtarım. Eskiden Şemikler ufak güzel bir yerdi. Büyüdükçe şartlar değişti. Kentsel dönüşüm de girdi. 60’lı yıllarda Şemikler’in tüm nufüsü belki 1000’di. Şimdi Şemikler’den bölünen mahalleler olmasına rağmen sadece Şemikler’in nüfusu 26 bin. Yalı Mahallesi, Fikri Altay, Demirköprü, Cumhuriyet mahalleleri hep Şemikler’den bölünmüştür. -Siz de göçmen olduğunuzu belirttiniz. Geçmişte Şemikler bir göçmen mahallesi görüntüsündeydi değil mi? Geldiğimiz yıllarda çok az insan vardı. O sebeple Makedonya’dan göç gelince göçmenlerin yoğun olduğu bir mahalle haline geldi. Şu anda nüfusun %60’ı göçmendir. Daha sonra başka yerlerden göçenler de oldu. Afyon’dan, Uşak’tan, Manisa’dan ve Güneydoğu’dan göç aldık. Fakat şimdi bloklaşma başladıkça, kentsel dönüşüm girdikçe şartlar değişti. Artık 10 dairelik bir binada oturuyorsun, 2 aileyi bile zor tanıyorsun. Eski ahbaplıklar, eski dostluklar, eski komşuluklar bitti. Şimdi tek komşu para. -Kentsel dönüşümden bahsettiniz. Gerçekten buraya gelirken geçtiğim her sokakta, klasik tipteki her evin kapısında bir inşaat firmasının tabelası asılıydı. Mahalleniz çok hızlı değişiyor. Siz bu sürecin bu hızda gerçekleşmesine sıcak bakıyor musunuz? Ben sıcak bakmıyorum. Kentsel dönüşüm başlamadan önce evler tek katlı, iki katlı, bilemedin üç katlıydı. Ama hepsinin bahçesinde bir limon, bir erik, hepsinin evinin üstünde bir asma vardı. Yemyeşildi. Kentsel dönüşümle ağaç diye bir şey kalmadı. Kentsel dönüşüm bize bir fayda da sağlamadı. Yollar genişlemedi, 1985’de İmar’a göre yapılmış sonra herkes kendi kafasına göre evini yapmış. Bana göre kentsel dönüşümde 50-60 ev birleştirilir, 3-4 tane güzel blok yapılır. Gökyüzü kıskanılmaz. Aşağıda alan kalması, yeşillikler kalması için binaların gökyüzüne uzaması lazım. 5 katta kalmamak lazım. Bizim bölgemizde genelde 5 katlı evler yapılıyor. Aslında kentsel dönüşümde siteler yapılması gerekir. Herkes o sitenin her türlü faydasını görür. Hiç kimseye de zararı olmaz. Benim üzüntüm bu. Karşıyaka’yı göz önüne alalım. Karşıyaka’nın zayıf kalma nedeni, Karşıyaka’nın 1984 yılında belediye olmasıdır. Daha önceden İzmir Belediyesi’ne bağlı müdürlüklerle idare ediliyordu. 1985 imar planı Türkiye çapında birçok yeri çok zor duruma soktu. Biz de bundan nasibimizi aldık. -Dediğiniz gibi Şemikler’in tek ana caddesi bile çok kötü durumda. Bir araba park etti mi iki araba yan yana geçemiyor... Bu caddenin girişi yol değildi ki. Şemikler’e giriş dereydi. Cumhuriyet’ten yağmurla gelen su, Şemikler’i geçer, şimdiki Yalı Mahallesi’nden denize dökülürdü. 1963 yılında burası biraz düzeltildi, bir asfalt atıldı ve yol oldu. Derenin ilerleme şekline göre yol yapıldı.  -Mahalleliler şikayetlerini en çok muhtarlara iletiyor. Size en çok hangi şikayetler geliyor? Vatandaşın şikayetleri genelde “Çöpler alınmıyor, ızgaralar kokuyor, sinek var” şeklinde oluyor. Aslında haftada 2 kez ilaçlanıyor. Benim annem 10 sene evvel öldü ve ölene kadar kapısının önünü süpürdü. Şimdi öyle bir şey yok. Karşıdan çöp bidonuna çöplerini atıyorlar, bidonun yanına gitmeye bile tenezzül etmiyorlar sonra “Nerede bu belediye” diyorlar. Her şey belediyeye yakınmakla olmaz. -Sizin mahallenizde gece konduların durumu nasıl? Bizim mahallemizde 1980 ihtilalinden sonra 40-50 tane gecekondu yapılmış. Onlar hala duruyor. Bunun yanı sıra 30 tane kadar esmer vatandaşım var, Eskişehirli. Onlar da öylesine hayat yaşıyorlar. Kendi hayatlarından memnunlar ama bir düzen yok. Altyapı yok. Bulundukları yerde tuvalet, lavabo yok. Atları var. Mahalleye fazla zararları yok ama atları parklarda falan otluyor, bu durum da parklara zarar veriyor. -İzban, Şemikler’i meydandan ikiye böldü. Pazar yeriyle bile bağlantınız koptu. İzban’ın mahallenize etkisini nasıl değerlendirirsiniz? İzban, bizim bölgenin kanayan bir yarası. Ne derece doğru bilemem ama rahmetli Ahmet Piriştina zamanında yapılan projede, İzban Naldöken’den girip Ulukent’ten çıkacaktı. Ne hikmetse, Aziz Bey böyle uygun gördü. İzban yapılırken ben de Muhtarlar Derneği başkanıydım. Enine boyuna münakaşasını yaptık ama olmadı. İzban yerin üstünden geçti ve Çin Seddi gibi mahalleyi ikiye böldü. İzban’ın bulunduğu 1671 sokak Ulukent’e kadar giden bir sokaktır. Bu sokağın sağındaki ve solundaki iş yerleri hiç çalışmıyor. Çiğli’yle Şemikler arasında bir alt geçit bile yok. Araba geçidini bırakın, yaya geçidi bile yok. Ben o zamanlar Aziz Bey’e söylediğimde bana Bostanlı Deresi’ni aşamadıklarını söylediler. Ben de tabii yadırgadım. Dünya nereye gidiyor, sen bir Bostanlı Deresi’ni niye aşamıyorsun? Yalı, Fikri Altay, Demirköprü, Çiğli, Şemikler hepsi ikiye bölündü. Eski belediye başkanımız Burhan Özfatura, zamanında metro inşaatında Halkapınar’ı geçemedi. Halkapınar o zaman İzmir’in su merkeziydi. Dükkanlar zarar görecek diye Sanayi Sitesi’ni de geçememişti. Ne yaptı? Bornova’yla Hilal arasını üstten yaptı. Sen de Nergiz’le Ulukent arasını üstten yapabilirdin. Rahmetli Piriştina Naldöken, Alaybey, Karşıyaka, Nergiz, Demirköprü, Şemikler, Çiğli, Ata Sanayi, Egekent bunların hepsinin istasyonlarını metro aşağıdan gidecek diye 6-7 metre aşağıda yapmıştır. Onlar yine aşağıda kaldı ama ne hikmetse metro üstten gitti. Neden Şemikler Karşıyaka gibi olmasın? Metronun üstüne insanlar büfeler açsın, kahveler açsın, otursunlar. Hiç yapılmadı. Ayrımcılık gibi bir şey oldu. Ben sayın başkanı da pek suçlamıyorum. Ona yön veren danışmanları ve bürokratları masaya oturup başkanım bu da böyle olacak diyebilirdi. 1978 senesinde bir yemekte, İsmet Özpirinç’in söylediği bir söz var; “Üstüne sorun götürmeyen, hiçbir işe burnunu sokmayan, makamını koruyan adam iyi bürokrattır...” Manasını çözün. Ben o yüzden sayın belediye başkanlarını çok suçlamıyorum, etrafındakiler yol gösterici olmalı. Nasıl eskiden lalalar padişahlara yol gösterirmiş, o şekilde olmalı. Ben kimseyi suçlamak için de söylemiyorum. Üzüntümü dile getiriyorum. -Peki bu sorun nasıl çözülür? Yalı Mahallesi muhtarıyla yaptığımız sohbette en azından tren yolu çevresinin bir cazibe merkezi olarak düzenlenmesini istediklerini belirtmişti. Aynı model Şemikler’e de uygulanabilir mi? O model ne o tarafa uygulanır, ne bu tarafa uygulanır. Bir şey yapılacak olsa, bunca senedir yapılırdı. Şemikler Meydanı’nın kapanmaması için o gün biz 28 bin imza topladık. Büyükşehir’e gittik, ilk olarak Aziz Bey’e götürdüm. Aziz Bey de kayda girsin dedi. Girdi de ne oldu. Biz o zaman Şemikler ve Yalı Mahallesi Muhtarı, Muhtarlar Derneği Başkanı ve o dönemki Karşıyaka Belediye Başkanı’nın danışmanı Okan Bey olmak üzere 4 kişi alt geçitlerin çalışmadığına, asansörlerin çalışmadığına dair Büyükşehir’e gittik, muhattap bulamadık. Sırrı Aydoğan Bey’le karşılaştık, “Ben şimdi yemeğe gidiyorum” dedi. Bunu diyen şimdi Aziz Bey’in birinci vekili. Gelsin yüzleşelim. Suçlama getirmiyorum, sıkıntımı dile getiriyorum. Ben siyasi parti desteğiyle seçilmiş biri değilim, ben vatandaşın gönlünden gelmiş biriyim. -Muhtarlık ofisinizin de içerisinde bulunduğu Ahmet Piriştina Kültür Merkezi’nde yapılanlardan memnun musunuz? Böyle yerlerin olması lazım. Ahmet Piriştina Kültür Merkezi, büyük ve güzel bir yer. Benim son dönemimde burası yapıldı ve derneklere de burada yerler verildi. Astsubay dernekleri, hemşehri dernekleri gibi. Ama Hüseyin Mutlu Akpınar başkanımız hepsini buradan çıkardı. Neden çıkardı? Hepsini ana okulu yaptı. Şu anda bu binada 10 tane anaokulu var. Dernekler ayda bir kere toplanır “Nasılsın? İyi misin? Hadi birer çay içelim” ondan sonra eyvallah. Ama anaokulları farklıdır. Burada 3 tane konferans salonu var. Diğer çeşitli salonlar var. Kurslar var. Yabancı dil kursları, kadınlara yönelik kurslar var. Burası eğitim yuvası oldu. Ben isterdim ki Şemikler’de iki tane daha olsun. Böyle Kültür Merkezleri’nin yapılması fevkalade bir şey. Ama Şemikler’de hazine yeri kalmadı maalesef. Az önce bahsettiğim gibi 20-30 tane ev birleştirilip güzel siteler yapılsa, 10 katlı 15 katlı binalar olsa hazineye de yer açılır. Mavişehir’e bataklığa 21 kat verdiler. Buraya da yapılabilir. Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Son olarak şunu belirtmek isterim, aslında muhtarın yapabileceği çok bir şey de yok. Çünkü Mahalli İdareler Yasası’nda muhtarın adı bile geçmiyor. Ben bugünkü Cumhurbaşkanımızla da zamanında bunu tartıştım. Sadece yasanın 76. Maddesinde: “İhtiyaç duyulursa, ilgili ihtisas kurumuna davet edilir” diyor. Bu kadar. Muhtar bu. Ama yargılanmaya gelince devlet memuru kanununa göre yargılanıyoruz. Bunun düzelmesi lazım.

Salahattin Oytun İdel / Karşıyaka Haber